İnsan oğlu dünyaya ağlayarak geldiği ve onu büyüten anasının kucağına sığındığı andan itibaren yaşadığı bir sorun veya kara bir haber ardından 'Kırıldı kanadım, kolum' veya 'Oyyy anam, karalar bağlama' diye hep ağıtlar yakıp, feryat etmesi ile tanınır.
O feryadı, yıllar önce köyümde yaşanan ve beni çok seven Hamza amcamın kan davası denen lanetlik kara günler sonucu göğsüne yediği 7 kurşunla yere düşerken çocuk halimle attığımı nedense birdenbire hatırlarken içimdeki sıkıntı ve kilise çanı misali çınlayan sol kulağımın 'kötü bir şey mi olacak?' duygusu ile bir cumartesi yazısını yazmaya başladığımı fark ediyordum.
Hemen hemen hepimizin yaşadığı, ağlayarak, ya da mırıldanarak söylediği bu kelimeyi ters çevirmeyi hiç denedik mi  acaba diye kendi kendime sorular sorup, cevap aramaya çalıştığımı,  adeta içine düştüğüm bir kuyudan çıkmaya çalışırcasına  durumda olduğumu fark ediyordum.
Çünkü biraz önce bir hayli neşeli, mutlu ve içim rahatken bir anda omuzlarıma çöken bu duygu ile baş başa kalmaktansa sevişircesine sığındığım yazılarıma, haberlerime, bilgisayarıma, klavyeme sevgiliye sarılırcasına sarıldığımı anlıyordum.
Ya da bunun tam tersine inanıyor veya kendimi öyle teselli ediyor, yaşananlara karşı direnmeye çalışarak kendimi kandırıyordum..

Ve önüme gelen  çayın sıcaklığı ile sağ yanıma sığınan kedimi okşarken kendi kendime konuşup, 'kanadı, kolu kırma değil, o kollara kanat olmaya, onları uçurmaya, uçururken 'ben de varım demeye adayım' diyecek ilhama, enerjiye ve cesarete aday arkadaş, dost, eş, akraba olması yeter, artar' diyorum.
Ve en önemlisi yaşanan ve yaşanacaklara hazırım deyip, inancın emrettiği gibi yaşanacakları da Allaha ve onun göstereceği yola bırakmak gerek..
Ki bırakmasan da zaten o sana yolu sen doğarken çizdiğini de kabul ederek, ölüme kadar yaşanacakları yaşayacağını da unutmamalı ve göz ardı edilmemeli..
Zira kolum kanadım, dediklerin oldukça Allah'ın yardımıyla da er ya da geç istediğine ulaştığında kırılan bir şey olmadığını anlar ve yaşadığın onca tedirginliğin gereksiz ama kaderin bir cilvesi olduğunu anlayacaksın.
Evet,  kolum kanadım,  kırıldı dememek için yaşanacaklara direnmek, kanat takacakların bugün olmazsa da yarın sana doğru uçup, geleceklerini de bilmenin sabrıyla çizilen yolundan sapmadan, akışına bırakmak belki de bu dünya ya geldiğimiz ilk günden itibaren sığındığımız ve bugün, anneler günü denen bir günde hatırladığımız analarımızın kanatları kadar en güzel kanat olduğunu bilmek yeter belki de..