Dün köy, bugün bir buçuk milyon nüfusuyla adeta Teksas metropolü Esenyurt'un kurucu belde ve ilçe Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, Eskişehir'e deniz getiren Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in ekolünde bir Belediye anlayışının yerleşmesi adına verilen mücadelenin diğer bir aktörü de İstanbul'u çöpten kurtaran, susuzluğu unutturan ve bugün ülkenin Cumhurbaşkanı olan Erdoğan'dır.

Çapan, Büyükerşen ve Erdoğan'ın yanı sıra bugün Belediyecilik yapmaya çalışan ve özlenen Belediyecilik anlayışını yerleştirmeye çalışanlara baktığınızda karşınıza İstanbul'un Anadolu yakasının parlayan şehri Ataşehir örneği çıkar.

Mevcut iktidarın Trabzon, Antalya ve Ordu gibi illeri Büyükşehir yaparak köy ve varoşlardan oy devşirme anlayışının yirmi milyonluk İstanbul'da hayata geçirilerek, birçok belde kapatılıp, seçim kazanma hesaplarının içinde olan Ataşehir'in, iki mi, üç mü bilmiyorum ama bu dönemler içinde Başkanlık yapan mevcut Belediye Başkanının adeta sıfırdan bir şehir oluşturmaya çalıştığını görmek isterseniz Ataşehir!i öneririm..
Çünkü yanlışlıkla da olsa yolunuzun düşeceği Ataşehir'in İstanbul'un, sözde gözde ilçeleri olan Kadıköy, Kartal gibi belediyelerini sollayarak güzel yerleşik planına sahip, bir ilçe çıkar karşınıza.
Bir kez ziyaret etsem de çokta tanımadığım, ismini bile şu an hatırlamadığım Belediye Başkanının Newyork caddelerini Esenyurt'a getiren Çapan dan esinlendiğini düşünürken bu 450.000 nüfuslu yeni ilçe Ataşehir’in, temizlik konusunda da İBB'yi geçtiğini ve İstanbul'un Avrupa yakasının sözde elit  ilçelerinden sayılan Bakırköy ve Şişli’yi de solladığını görürsünüz.

Erdoğan'ın "Antalya'yı kaybettik ama Ardahan'ı kazandık" dediği dönemden bu yana geçen sürede kendi partisinden olan Başakşehirin dışında Gürbüz Çapan'ın Belediye Başkanlığı sırasında ortaya koyduğu belediyecilik anlayışından esinlendiğini düşündüğüm ve bir hemşehrim, Orhan Çerkez'inde yardımcısı olduğu Ataşehir Belediye Başkanının yaptığı Belediyeciliği görememenin sıkıntısını yaşadığınıda düşünüyorum.
Ve bu nedenle Kadir Topbaş'ı ve Melih Gökçek' i görevden alarak partilisi Belediye Başkanlarına kızarken bu kızgınlığın bedelini de İstanbul ve Ankara başta  olmak üzere birçok derme çatmadan oluşturulan büyükşehirleri kaybetmekle ödediğini de..

Zira, Ankara'da bulunan Merkez Bankasını ve ülkenin finans merkezini getirmek istediği ve komşusu Sancaktepe'nin eski başkanını aday göstererek almak istediği ama başaramadığı Ataşehir Belediyesi gibi bir belediyecilik anlayışını onunda hep aradığını, benim tesadüfen bir adres ararken cadde cadde, sokak sokak yeniden gezip, dolaştığım yerleşimiyle, temizliğiyle dikkat çeken ve her geçen gün İstanbul'un parlayan yıldızı olarak ışıldayan ve başarısı kıskanılan, bugün ki gibi sevmediklerine terörist dendiği gibi ona da çeşitli itiraflar atılan başarılı başkanı birkaç kez görevden almak istenen güzel Ataşehir’i bir kez daha görürken..