82 Milyonluk ülke de 4-5 milyon gazetenin satıldığı, haber ve tartışma programlarından ziyade dizileri, evlendirme programlarının daha çok reyting yaptığı ülkemde Halk Tv ve Tele 1 adlı iki tv kanalı RTÜK tarafından beşer gün karartma kararı aldı..

Ardından solun lideri olur korkusu ile CHP'nin desteğiyle dokunmazlığını kaldırıp, hapse atılan Demirtaş'ın eşine yapılan alçak saldırının aynısına muhatap olan Başkan Erdoğan'ın Bakan Damadına ve sayın eşi Berat Esra Albayrak'a yönelik atılan bir o kadar alçak mesajlar ardından sosyal Platformların da kontrol altına alınacağı haberlerini almaya başladık.
Benim de aralarında bulunduğum onca değil, binlerce Mahalli Basın yani Yerel Gazetelerin vali, kaymakam ve diğer idareciler aracılığı ile baskı altına alınıp, resmi ilan kesme tehdidi ile tek tek kapanıp, yok edildiği bir ülkede demokrasiden, insan haklarından, basın özgürlüğünden bahsetmekte artık lüks bir durum olmaya başladı.
Ve buna neden olanın mevcut iktidarın anlayışı olduğu ve dikta bir anlayışın ürünü sonucu bunların yaşandığı öne sürülürken bu yaşanan durumlar karşısında dik durması gereken sözde devrimciler, sol denen muhalefet ve solun yanında duruyor gibi görünüp, sağ gözü ile sağ iktidara göz kırpılmasını bekleyen İYİ, DEVA, SP, Gelecek ve daha nice partilerin ne yaptığı da sorgulanmaz.
Ve muhalefetin temsil ettiği ve adı kamuoyu denen halk ne yapıyor?
Yani balık hafızalı olan büyük halkımıza eskileri, 20 yıla yaklaşan süreçte yaşananları değil, şu kısa bir süreçte yaşananlar konusunda ne yaptığını sorsak bir cevap alabilir miyiz?..
Bilmem ama Halk TV, Tele 1'in ekranları kapatılırken, Avukatların darmadağın edilmek üzere olduğu, çalışanların geleceğimiz dediği kıdem hakkının fona devredilmesi, milletvekillerinin tutuklandığı, onların yani milletvekilleri gibi halkın oyu ile seçilen belediye başkanlarının görevlerinden alınıp, yerlerine kayyumların atandığı bir ülkede halk ne yapıyor?


Ne yaptığı açıkça belli olan ve patos, patetes, pancar, saman, mazot desteği adı altında aldığı onca kredinin affını beklediği bir süreçte Çin'den gelen Covit-19 sayesinde bin lira için sıraya giren aynı halktan ne beklenir bilmem ama benim bildiğim yaklaşan Kurban Bayramı'nda elimize alacağımız bıçakların markalarından birinin reklamı ile ayakta durmaya ve demokrasi, basın özgürlüğü için mücadele eden iki kanal yani Halk TV ile Tele 1'i RÜTÜK değil bu bıçaklar kesti desek en doğrusu..
Çünkü onca devrimci, solcu, demokrasi yanlısının şikayetçi olduğu iktidar görür korkusu ile reklam vermekten korktuğu bu televizyonlar yok imkanlar içinde bıçak reklamları ile ayakta durmaya çalışırken, laik, cumhuriyetçi, basının 4. Kuvvet olduğu 82 milyonluk ülkede 4-5 milyon gazete satar, evlendirme programları, adı Diriliş olan diziler reyting kırar..
Evet aynen deyip, yazımı bitirmek üzereyken 15 Temmuz'da 4 yıl olacak olan darbe kalkışmasının baş aktörü olan ve mevcut iktidarın, 'yakaladık, getirdik, getiriyoruz' dediği dünkü Hoca Efendi, bugünkü terörist Fetonun çiftliğinde hüküm sürüp, Coronadan ölmediği okyanus ötesinden gelen son dakika haber ise beni şaşırtmadıysa da haberin geldiği yerin yöneticilerinin de solcu hatta ötesi komünistler olması beni şaşırttı.
Çünkü başta 'İki devlet tek millet' denen Azerbaycan ve diğer birçok ülke liderinin paraları, altın ve elmaslarının da bulunduğu batı ülkelerinden biri olan İngiltere, kominizim diyen Venezuela'ya yönetimin altınlarına el koyduğu haberi gelmişti..
Habere baktığımızda, 'Altınlarını Türkiye'ye gönderme kararı alan Venezuela'nın altın rezervine İngilterenin el koyduğunu
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın göreve başlama törenine katıldıktan sonra ülkelerinde çıkarılan altının işlenmesi ve altının paraya çevrilmesi için Türkiye’ye yolladığını açıklamıştı. Ancak, Maduro hükümetine karşı kendisini geçici başkan ilan ederek, halkı ve orduyu sokaklara çağıran Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’yu destekleyen İngiltere, Venezuela hükümetinin İngiltere Merkez Bankasının dondurduğu yaklaşık bir milyar euro değerindeki altın rezervi için açtığı dava reddedildi.! idi..
Yani, Sürmene markalı bıçakçının saatlerce reklamını yayınlayıp, ayakta kalmaya çalıştığı şu dünyada 'paramız, rezervlerimiz nerede?' diye merak edenlere anlatmak istediğimi anlayan çıkar diye bir cevap gibiydi bu gelen haber..