Türkiye’de beş yılda bir yapılan seçimlerde genel ve yerel siyaset kadroları belli oluyor, Sandık başına giden seçmen kendisini yönetecek Milletvekillerini, Belediye başkanlarını, meclis üyelerini ve muhtarları seçerek demokrasinin işlemesine vesile oluyor.

Seçimlerde iş başına gelen siyasetçiler çoğu zaman çalışacağı ekibi kendisi seçme yoluna gidiyor, Daha çok üst makamlarda olan bürokratlar siyasetçiler tarafından görevlendirilirken görevi emekli oluncaya kadar devam eden bürokratlarda çoğunlukla çeşitli sınavlar sonrası millete hizmet etme imkanı buluyor.

AK Partinin iktidara geldiği tarih olan 03 Kasım 2002 tarihinden sonra 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde de kazanılan başarı nerede ise 25 yıl boyunca devam edince 2002 yılına kadar olabildiğince tarafsız durmaya çalışan bürokrasi de bir noktadan sonra “nasıl olsa bu iktidar daha uzun yıllar devam edecek gibi görünüyor o halde bende daha üst makamlara çıkabilmek adına siyaset yapabilirim ve bundan da zarar görmeyebilirim” demeye başladı.

Biz oldum olası hangi kategoride olursa olsun bürokratların siyaset yapmasını istemeyiz, Maaşlarını bu memlekette yaşayan 82 milyon vatandaşımızın vergilerinden alan  bürokratların adeta bir siyasetçi gibi davranmalarını bir türlü anlayabilmiş değiliz.

Kendilerini siyaset yapmaya adayan bürokratlar vaziyetlerini başlarında bulunan yöneticinin siyasi parti yada siyasi görüşlerine göre ayarlıyorlar, İş öyle bir noktaya geliyor ki maaşını ay başında alan bir bürokrat “bana ödenen maaşın içerisinde hiç sevmediğim siyasi partilere mensup insanların vergisinden kesilen miktar var bu yüzden ben maaşın belli bir kısmını almayayım” diye asla düşünmüyor.

AK Parti iktidarının yukarıda da belirttiğimiz gibi nerede ise 25 yıl sürmesi ister istemez bürokrasiyi de var olan kalıplarından dışarıya çıkardı, Belediye başkanından daha çok siyaset yapma sevdasına olan pek çok bürokrat vatandaşın nefretini kazanmak adına bu sevdasından asla vaz geçmedi.

Bürokratların siyaset yapmasının önüne de geçilebilir, İktidar yapma kapıları sonuna kadar da açılabilir, Mesela herhangi bir belediyede kaç adet başkan yardımcısı ve kaç adat daire müdürü varsa bunların tamamı ile ilgili “Başkan yardımcıların görev süresi başkanın görev süresi kadardır, Belediye başkanı ile göreve gelen başkan yardımcıları ve daire müdürleri, başkanın seçimi kaybettiği gün biter o an itibarı ile yardımcılar ve müdürlerde başkan gibi eşyalarını toparladıktan sonra odalarını boşaltırlar” şeklinde bir anlayışta hayata geçirilebilir.

Belediye başkanının iyi hizmetler yapması kendisinin birden fazla dönem görevde kalmasına imkan sağlayabiliyor, biz Türkiye’de 5 dönem 6 dönem  yani 25 yıl 30 yıl belediye başkanlığı yapan siyasetçiler biliyoruz, Böylesi karizmatik belediye başkanlarının ekibi görev yapma anlamında son derece şanslı durumdadır.

Ancak bunun yanında birde sadece bir dönem yani 5 yıl süre ile sınırlı olan belediye başkanları var, İşte 5 yıllık süre ile başkan ile beraber görev yapan ve bu süre içerisinde belediye başkanından daha fazla siyaset yapan bürokrat seçim günü başkanlığı başka bir siyasi partiye mensup başkan kazandığında yada beraber çalıştığı başkan bir daha aday gösterilmeyince başlıyor kara kara düşünmeye ve seçimle gelen yeni belediye başkanı ile bir dönem daha çalışabilmenin yollarını aramaya.

Türkiye 31 Mart tarihinde daha da önemlisi 23 Haziranda İstanbul için yapılan seçim sonrasında bambaşka bir siyasi tablo ile karşı karşıya kaldı, AK Parti başta çok sayıda büyükşehir olmak üzere tahmin edilenden daha fazla belediyeyi kaybetti, Bu yüzden 2004 yılından itibaren AK Partiye mensup belediyelerde görev yapan ve daha çok yaptıkları siyaset ile öne çıkan bürokratlar için de yeni bir dönem başlamış oldu.

Bu aşamadan sonra siyasetin nasıl şekilleneceğini hep birlikte göreceğiz, Umarız bundan böyle siyaseten taşlar daha bir yerli yerine otursun, bunun içinde görevde bulunan her siyasi partiye mensup belediye başkanlarından ricamız siyaseti kendilerinin yapmaları , belediye meclis üyelerinin yapmalarıdır.

Bürokratın siyaset dışında kalması hem kendisinin hem de toplumun faydasına olacaktır, Maaşını bu milletin vergilerinden alan bürokratlarında herkesin bürokratı olmaları adına adım atmaları, mesailerini bu milletin faydasına olacak çalışmalar için harcamaları herkesin ortak beklentisidir.

23 Haziran tarihi bürokratların kendilerine çeki düzen vermeleri adına da bir milat olmalıdır.