Bütün canlılar toprağa ve üzerimizdeki havaya bağlı…Topraksız yaşayamıyor canlı, havasız da…İnsanoğlu birlikte paylaşıyor diğer bütün canlılar ile yaşamı… Birlikte yol alıyoruz diğer canlılarla birlikte hayatın içinde…Aynı havayı soluyoruz aynı toprağın üzerine basıyoruz, aynı topraktan fışkıran ve gelen yiyeceklerle besleniyoruz…

Besin zincirinin en üstünde insan var…

Hayvanlar kendi iç güdüleri  ile yaşamaya çabalıyor, insanoğlu ise beynini ve zekasını kullanıyor…

Fakat son yıllarda  insanoğlu zekasını mı beynini mi kullanıyor o biraz muallakta kaldı…

 Zira kendi  kendine, kendi yaşadığı doğasına zarar vermeye başladı insanlar…

Hem de bol keseden…

Sanki bir başka dünya daha var?

Bol keseden  temiz havayı kirletmek, gıdasını veren toprağı acımasızca kirletmek…

Çevre kirlenince nereden besleneceksin?

 Nereden soluyacaksın temiz havayı?

 Nereden bulacaksın gıdayı?

 Kirletilmiş topraktan mı alacaksın?

Veya uzaydan birileri mi getirecek sana  yaşaman için gereken yaşamsal ürünleri?

Yok, yok,yok…

***

Sabahın ayazında baktım çiy düşmüş  bahçemizdeki otların üzerinde  saksağanlar, kargalar, güvercinler…

 Hepsi ekmek peşinde…

Bir şeyler bulup atıştırıyorlar, daha fazlasını bulup içe uçup yuvalarına  götürüyorlar…

Keza yine gece ayazda , dışarıda kalan dört ayakları dostlarımız olan köpekler, sabah güneşinin ilk ışınlarını vurduğu yerlere çekilmişler, ilk günün güneşini böyle karşılıyorlar…

Biraz sonra  çalışmaya başlayacak olan lokantaların veya kasap dükkanlarının yollarını tutup gün boyunca ordan rızıklarını arayacaklar, onlara bir şeyler verilmesini bekleyecekler…

Her canlı yaşamanın derdinde…

 Her canlı  o günü kurtarmanın telaşında…

Ancak insanoğlu kadar Yaradan tarafından verilen yaşama koşullarını düşüncesizce bozan, kendi havasını , toprağını kirleten bir başka canlı daha yok…

Zehirli emisyon gazları ve dumanları ile kirletilen  gökyüzü,

 Verimli toprakları işgal eden ve mantar gibi çoğalan fabrikalar…

Zehir kusan termik santralleri, denize tatlı su yerine artık tamamen ağır metal ve zehir taşıyan dereler, ırmaklar ve nehirler…

***

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz ağustos ayındaki bir konuşmasında  işaret etmişti: , "Denizlerimiz, göllerimiz, ormanlarımız bizlere verilmiş emanettir. Düşüncesizce denize atılan bir plastik şişenin çözülmesi 600 yılı buluyor. İşin çok daha vahimi bu atıkların deniz canlıları tarafından yenilmesidir. Balık adeta o denizlerdeki naylonlardan beslenir hale geliyor."

Yine haber ajansları ve gazetelere baktığımızda görüyoruz ki, komşumuz  Rusya Çevre Bakanı Dmitri Kobılkin tek kullanımlık plastik tabak çanakların satışını yasaklamaya hazırlandıklarını söylüyor. Kobılkin'e göre amaç çevre kirliliğini en aza indirmek. Kobılkin, geçtiğimiz aylarda Sputnik’e yaptığı açıklamada “Çevre kirliğini önlemek adına tüm dünya plastik kullanımına karşı savaş açmış durumda, bizler de bunu destekliyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Bizdeki termik santralleri  zehir kusuyor, kusmalarına rağmen, sanki inat gibi, şaka gibi bir de filtre takılması kararının ertelenmesini isteyebiliyorlar ve buna bazı  siyasetçiler Meclis’te “Evet” diyebiliyorlar…

Bu akıl tutulmasından öteye bir şey değil…

İnsan kendi yaşadığı ülkesinin toprağını ve havasını daha da zehirleyecek olan bir kararı Meclis’ten nasıl çıkartır?

Allah’tan, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kararı veto etti ve termik santrallerinin filtresiz çalışmalarının önüne geçilecek gibi…

Gidin Kahramanmaraş Elbistan’a bir gün orada yaşayın bakalım nasıl olacak?

Ertesi günü boğazınızın ve ciğerlerinizin halini görün!

Trakya'nın Ergene çayının akıttıı zehire bakın!

 Tüm Trakya'yı ve denizlerimizi acımasızca kirletmeyi sürdürüyor...

***

Kirletilmiş toprak öldürür..

 Hatırlıyoruz  yakın geçmişte  Gebze’de otlayan ineklerimiz  dereden zehirlenerek  telef olmuşlardı…

 Düzinelerce ineğin cansız bedenlerinin resimlerini az çekmedik…

Çevresinde herkesin her gün spor için döndüğü Gaziler Dağımızın içi, ormanın içleri plastik çöplerle dolu... Gebze Belediyesi ile muhtarlıklar bu konuda bir temizleme kampanyasını acçilen başlatmalı ve ormanımızı pırıl pırıl yapıp bir daha da kirlenmesine müsaade etmemeliyiz...

Çevre kirlenmesiinden hiç mi ders almadık?

 Hiç mi ders almadık?

 Her şey  para mı?

Parayı yarın da bulabiliriz ancak temiz çevreyi, temiz toprağı ve havayı bir daha bulamayız…

Lütfen herkes aklını başına almalı ve çevremizi itina ile korumalıyız.

 Zararın neresinden dönersek kardır…

Temiz Çevre için herkes görev başına!

SAĞLICAKLA  KALIN!