Avrasya bölgesinde pek çok farklı kültür tarafından benimsenmiş tarihsel bir figür olan ve bugün benim de benimsediğim serçe sembolü takımının rakibininde, logosu olan Kartal'ı anlatmak nereden çıktı derseniz, memleketim Ardahan'da sayıları bolca olan kargaların dansını “Kuşların gösterisi...” başlığıyla yapılan bir haberin, uzun süredir bekleyen bir yazım için beynime not ettiğimi hatırlıyorum.
Ve günümüzde Arnavutluk, Karadağ ve Sırbistan devletlerinin resmi bayrağında ve birçok ülkede hala bazı kentlerin ve kimi kuruluşların, armalarında ve amblemlerinde bulunan çift başlı kartalın Türklerin olduğu gibi, Kürtlerin kültüründe de geniş yer aldığını da görürken, Kartalın bana da ne kadar uyduğunuda hesaplamadım da değil.
Çünkü yerel ağızla basma denen, yani hayvan gübresi başta olmak üzere, dere yatakları gibi mahalle içlerinde ki çöplükleri kendilerine yiyecek merkezi seçtikleri için, kentin başından ayrılmayan Kargaların leş bulmuşcasına saldırdıkları gölgenin kanatlarında değil, estirdiği, estireceği rüzgarından bile korktukları, Kartal'ı tez unuttuklarını görüyorum şu birkaç gündür.
Ve gördüklerinin Karga olduklarını düşünüp, hesaplamayanların saf, saf, “Kuşların gösterisi...” başlıklarıyla haberler yaparlarken, kargaların büyük bölümünün değil, Kartal'ın kendisine leşine ve kanadına bile yaklaşamadıkları ve en çok sevdiklerinin de b...klu dereler, çöplükler olduğunu da anlamazlar...
Evet, daha açıkçası Ardahan başta olmak üzere, Ardahan gibi çokta temiz olmayan kent merkezlerine sahip alanlarda, basmaların bol olduğu köylerde ve b...klu derelerde çokça görünen Kargaların da bugünlerde unuttukları Kartal'ın ilginç olan noktalardan birisinin de şu olduğu anlıyordum, çift başlı Kartal'ı araştırıp, anlamaya çalışırken...
Ve KartaI'ı gagalamaya cesaret eden tek kuşun Karga olduğunu da öğreniyordum, küçük araştırmamda..
Bu araştırmamda Karga'nın çok agresif bir kuş olduğunu ve en çokta Kartal'a kızdığını, bu nedenle sıkça Kartalın üstüne konduğunu ve hızla boynunu ısırdığını da öğreniyordum.
Ancak Kartal'ın Karga veya Kargalara hiç yanıt vermediğini, savaşmadığını, boşuna zaman veya enerji israf etmediğini ve karganın sırtına binip, kendisini ısırmaya başladığında, sadece kanatlarını daha da çok açar, çırpar ve göklerde yükselmeye başlar. Uçuş ne kadar yüksekse, Karganın nefes alması o kadar zorlaşır ve Karga oksijen eksikliği yaşadığında geberip, yemlendiği çöplüğe leş gibi düşüyormuş..
Yani kısacası; B...klu alanları çok seven ve oralarda doyduklarını zanneden Kargalarla vakit kayıp etmeyi bırakınız. Sadece onları yükseklerinize götürün ve yolunuza devam edin diyen akıl adamları birde, “Kartallar hep yüksek uçar...”derler...
Ha bu arada yazımın asıl konusuna gelecek olursak eğer, çift başlı Kartal olmakta ayrı ve zor bir dünya olduğunu daha iyi anlıyorum, Kartalın Kargalarla uğraşmayıp, yükseldikçe yaklaştığı güneşin sarılarında kendisine yeni bir dünya kurma hesabını yaptığını anlıyordum, “acaba Kartal'ın özellikleri bende de var mı?'”diye düşünmek için yazımı bitirmeye, çöplüğe konan Kargalarla uğraşmaktan vazgeçmeye karar verirken...