Üzülmeyin...der Mevlana ve devam eder;

Bir yandan korku bir yandan ümidiniz varsa iki kanatlı olursunuz,

tek kanatla uçulmaz zaten.

Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, kilimin tozunu almaktır.

ALLAH size sıkıntı vermekle tozunuzu, kirinizi alır.

Niye kederlenirsiniz?

Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi, yontulmayı göze almalıdır.

Üzülüyorsanız, Biri var ki cılız varlığınızı düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbinize.

Kıymetini biinl ki, üzmeye değer görüyor sizi.

Hüzünleriniz kalbinizin toprağını allak bullak ediyorsa, siz ekilmeye layık bir topraksınız demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğünüz güvenceleriniz, yarılan göğsünüze umut fidanları dikiliyor demektir.

Yüzünüz yerde geziyorsanız, elleriniz boynunuza sarılı ise, içinizi ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünüzün defterine.

Kar yağıyorsa güvendiğiniz dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçekleriniz olacak demektir.

Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinizin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunuzun yamaçlarını, bir yüce dağsınız siz  demek ki, az bekleyin, eteğinizden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki...

Çocuklar inanın inanın çocuklar

Güzel günler göreceğiz güneşli günler

Motorları maviliklere süreceğiz

Güzel günler göreceğiz güneşli günler

Üzülüyorsanız, şımaramazsınız. Kibrin kirli tuzağına düşemezsiniz. Kendini beğenmişliğin çamurun da dolaşamaz ayaklarınız. Uzak geçersiniz isyanlı yollardan. Heveslerinizin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenemezsiniz. Sizi Biri yakınlığına çağırıyor demek ki...

Gözden çıkarmamış olmalı sizi.

Esen kalın…