Bundan 10-12 yıl önce Ege bölgesinde olmuyorsa Akdeniz’de aile bireyleri ile birlikte bir haftalık 10 günlük bir tatil yapma ihtiyacı olunca yaşadığımız yerleşim merkezlerinde iş yapan ve sonu çoğunlukla “TUR” olan firmaların kapısını çalar var olan yoğunluk dolayısı ile saatlerce sıra beklemek zorunda kalırdık.

Bize sıra geldiğinde turizm firmasının yetkilisine “-Bu firmanın sahibi benim yakın arkadaşım, sen bize hem iyi hem de güzel bir tatil köyü yada otel bul, ne zaman gideceğimizi de söyle” dedikten sonra ayrılır çoğunlukla 3-4 gün sonra turizm firması yetkilisinin “-Yüksel bey buyurun gelin birkaç alternatif var, birisini değerlendirelim” çağrısı ile birlikte kendimizin değil daha çok tur firmasının belirlediği yerlerde tatil yapmak zorunda kalırdık.

Bizim sülalenin büyük bir çoğunluğu demiryolcudur, bunu bilen ve son dakika seyahat etmek zorunda kalan arkadaşlarımızın “tren bileti lazım” şeklindeki talepleri karşısında konu ile ilgili akrabamızı arar “-Bak bakalım belki kenarda köşede bir iki tane boş koltuk vardır” diyerek saatler sürren görüşmeler yapardık.

Bu şekilde ve buna benzer uygulamaları Türkiye’de var olan milyonlarca vatandaşımızın çok büyük bir çoğunluğu yaşamıştır, sonra bir baktık ki sözünü ettiğimiz tur şirketleri birer birer kapılarına kilit vuruyor ve başka bir iş kolu ile hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.

Tur sahibi bir arkadaşımıza “-Neden iş değişikliği yapıyorsun.?” diye sorduğumuzda “-Abi şimdi her şey internetten oluyor vatandaş evinde bilgisayar başında istediği tatil yöresinden istediği oteli görüp beğeniyor, dolayısı ile bize ihtiyaç kalmadı” cevabını vermişti.

Örnek verdiğimiz tren bileti yada uçak bileti ihtiyaçları içinde aynı durum söz konusu olmuş vatandaş eşi dostu araya koymadan bilgisayar başında tren-uçak yada gemi seyahati için bilgisayar başında istediği saati, istediği koltuğu, yiyeceği yemeği vs. seçerek yoluna devam ediyordu.

Tabi bizim önek verdiğimiz “Bilgisayar ile bilgiye yada aradığına ulaşma” ihtiyacı da 3-4 yıl önce tarihe karıştı artık yediden yetmişe herkesin elinde bulunan ve ismi “Akıllı telefon” olan ama aslında en gelişmiş bilgisayarlar ile dünyanın her bölgesindeki her noktaya saniyeler içerisinde ulaşmayı başarıyorlar.

Bu örnekleri şunun için veriyoruz, son dönemlerde 128 milyar dolar ile başlayan kayıp 50 at ile devam eden ve nerede duracağı belli olmayan kayıplar yada bilinmeyenler ile ilgili olarak herkes kendisine göre sevdiği-beğendiği bilgi kaynağından olup bitenleri en ince detaylarına kadar öğrenebiliyor.

Uzun yıllar hayatımızda var olan “Basılı Evrak” dolayısı ile bilgiye ulaşmak kolay olmuyordu, Ankara’da bir bakanlıkta var olan –lazım olan bir bilgiyi elde etmek adına epey zaman tüketile de sözünü ettiğimiz evrağın bir şekilde kaybolması sonucu o bilgiye ulaşmak mümkün olamıyordu.

Şimdi dünyanın bir ucundan diğer ucuna bize lazım olan tüm kurum ve kuruluşlarının internet sitesi var, Türkiye’de yaşayan bir kişinin Almanya’dan yada başka bir ülkeden var olan talebi ile ilgili yazışmalarda kullandığı elektronik posta bir kere sanal ortama düştükten sonra o bilginin ortadan kaybolması artık mümkün olmuyor.

Türkiye henüz daha teknolojik devrimini tamamlayamamış, etrafını çeviren orta doğu ülkelerinin etkisinden kendisini kurtaramamış belki de işi birazda siyaseten ağırdan almayı düşünen bir ülke olarak göründüğünden bu tür toplumun kafasını karıştıran sorulara şimdilik cevap bulunamıyor.

Ancak biz bu durumun da ülkemizde fazla uzun sürmeyeceğine ismimizin Yüksel Ercan olduğuna inandığımız kadar inanıyoruz, Hatırlayınız geçtiğimiz günlerde Norveç başbakanının yaş günü dolayısı ile yaptığı etkinliğe on kişi yerine 12 kişi çağırması sonucu polisin kendisine ceza yazması, Başbakanında en ufak bir tepki göstermeden “-Polis haklı bir başbakan olarak ben yanlış yaptım cezamı da ödeyeceğim” şeklindeki açıklamasını dakikalar içerisinde Türkiye’de yaşayan 84 milyon nüfusun en az yüzde seksenlik bölümü öğrenmiş oldu.

Bilgiye bu kadar çabuk ulaşıldığı, yukarıda da belirttiğimiz gibi yazdığımız her satırın bir daha kaybolmamak üzere sanal alemde durduğu, Akıllı telefonlar dolayısı ile dünyanın küçücük ekranlara sığdığı bir durumda bilgi daha ne kadar süre ile saklanabilecek.. çok merak ediyoruz.

Bilgiye ulaşmak, ulaşıldıktan sonra da “-Vay be adamların yöneticilerine bak, bizim yöneticilerimize bak” denildiği noktada siyasetçilerinde kendilerine çeki düzen vermelerinden başka bir çarenin kalmayacağı bir dünyada olsa olsa birkaç yılımız daha heba olabilir.

Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dijital çağda herkesin kendini düzelmesinden ve iyi insan olmalarından başka bir yol zaten yok.

Değişim kaçınılmaz..