Kocaeli Kitap Fuarı’nda söyleşi gerçekleştirilmesine izin verilmeyen İsmail Saymaz, “Geçmiş dönemde Kocaeli Kitap Fuarı’na davet edilmiş, Atatürk’e dil uzatan Kadir Mısırlıoğlu ve Mustafa Armağan kadar konuşma hakkım olduğunu düşünüyorum” diyerek tepki gösterdi.

Gazeteci yazar İsmail Saymaz, Kocaeli 11’inci Kitap Fuarı’nda yer kalmadığı iddiasıyla fuarda yer alamamıştı. Bunun üzerine Saymaz’ı Alevi Kültür Dernekleri Kocaeli Şubesi, Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği (KYÖD) ve Makine Mühendisleri Odası, İsmail Saymaz’ı ağırlamak için davet etti. Saymaz, söyleşi ve kitap imza etkinliğini KYÖD Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirdi. Söyleşiye çok sayıda okuru katılarak pür dikkat Saymaz’ı dinledi. Söyleşide konuşan Gazeteci İsmail Saymaz, “Bugün Türkiye’nin daha güzel bir geleceğe kavuşması için gözlerini kırpmadan kendi iskemlesini tekmeleyen Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan’ın ölüm yıldönümü. Onlara saygı ve rahmetle anıyorum. Kocaeli’deki durumu biraz anlatmak istiyorum. Kocaeli’de, Atatürk’ün büstleri köpek gibi sürünecek diyen Kadir Mısırlıoğlu kadar, İnönü’ye dil uzatan Mustafa Armağan kadar konuşma hakkım olduğunu düşünüyorum. Biz üvey evlat değiliz” ifadelerini kullandı.

“DERDİM ‘KİMSESİZLER CUMHURİYETİ’Nİ ANLATMAK”

“Türkiye’yi Orta Çağ karanlığına sürüklemek isteyen kişiler kadar konuşma hakkım olduğunu düşünüyorum” diyerek Kitap Fuarı’nda yaşanan mevzuya tepki gösteren Saymaz, konuyu şu ifadelerle açıkladı: “Bana ‘kitap imzala ama söyleşide yer veremeyiz’ dediler. Benim derdim kitap satmak ya da kitapları imzalamak değil. Benim buradaki söyleşi teklifini kabul etmemin ardından bana ‘gel saat 15.00’te yap’ dediler ve ben kabul etmedim. Sonra yalan haber çıkarttılar ‘saati beğenmedi’ diye. Beni kapanış günü kapanış saatinde çağırdılar. Benim derdim Kimsesizler Cumhuriyet’ini anlatmaktır.”

“ERZURUM’LU GEZMİŞ’LE ÖVÜNÜRÜZ”

Erzurum Kitap Fuarı’nda da aynı durumun yaşandığını belirten Saymaz, “Erzurum Kitap Fuarı’nda da aynı durum yaşandı. Biz zamanında Erzurumlu olduğu için Fetullah Gülen’le övünen belediye başkanlarına bir şey anlatmak istemiyoruz. O Belediye Başkanları gidecek ve bize üvey evlat muamelesi yapılan yerlere gideceğiz. Biz Erzurumlu Deniz Gezmiş’i savunan insanlarla konuşmak istiyoruz. Onlar Erzurumlu Fettullah Gülen’i savunur, biz Erzurumlu Deniz Gezmiş’i savunuruz” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’DE 300 TARİKAT VAR”

Söyleşide cemaat ve tarikatların mevcut durumunu sayısal verilerle aktaran Saymaz, şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de 40 ana kola bağlı 300 tarikat bulunuyor. Tarikatlar Türkiye’de sağlık ve eğitim alanlarına girdiler. Çünkü en çok para kazanacakları ve militan yetiştirecekleri alanlardır. Türkiye’de 4 bin öğrenci yurdu bulunuyor ve bunların 3 bini cemaatlere ve tarikatlara aittir. Konya Taşpınar’da 20 yıla yakın zamandır kaçak şekilde faaliyet yürüten bir yapıya sahip bina kullanılmaktadır. Süleymancılar isimli tarikata ait bir yurttur. Ruhsatsız ve tapusuz olduğu için tarikat rahatça hareket edebildiği için yeni bir yurt daha açtılar ve oraya erkekleri aldılar. Burada sadece kız çocukları kaldı. Burada bir görevli de yok. Çünkü buraya erkek almıyorlar. Orada eğitimsiz kız çocuklarını güvencesiz bir şekilde çalıştırıyorlar ve onlara hafız ol, tarikattan biriyle evlen, evinin kadını ol fikrini aşılıyorlar.”

“AKP ‘KAÇAK’ YASASINI KALDIRDI”

Ve bu anlattığım yurtta kaçaktan dolayı 70 tüp patlaması gücünde bir şekilde patladı o kız çocuklarımızın hepsi can verdi. Bu kişiler mahkeme karşısında yalanlar söylediler. Bu davadan hiçbir şey çıkmadı. Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi faaliyet yürüttüğü yıllarda kaçak şekilde eğitim binası açılmasına karşı olan bir yasayı kaldırdı. Ne kimse cezaevine girdi. Ne bir şikayetçi ortaya çıktı. Bu dinin peygamberinin bile kendi kızına kıyak yapamadığı bir din ama tarikatçılar birbirine kıyak yapıyor. Burada yine bir şikayetçi çıkmayacaktı ancak orada görev yapmış olan Avukat Hakkı Ünal sayesinde biraz da olsa bu dava devam etmektedir.” dedi.

Editör: TE Bilisim