Hayatımıza girdikten sonra bizi var olan tüm alışkanlıklarımızdan, tüm standartlarımızdan, tüm vazgeçilmezlerimizden bir anda uzaklaştıran Koronavirüs salgını ile ilgili tedavi sürecinin kısa bir zaman dilimi içerisinde olmayacağı da bilindiğinden şimdilik herkes bundan sonraki koronavirüslü hayatına adapte olmaya çalışıyor.

İnsanlığı çılgına çeviren Koronavirüs salgını dünyanın belli bir takım ülkelerinde olsa çözüm son derece basit olacaktı, Mesela bu salgın Türkiye’de olsa salgından uzak kalmak adına ekonomik durumu iyi olanlar bulabildikleri ilk uçakla dünyanın başka bir ülkesine uçacaklar ve salgın sona erinceye kadarda o ülkelerde kalacaklardı.

Türk insanı için İtalya, İspanya,Yunanistan başta olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesinde tatil yapmak en azından turistik gezi yapmak en çok bilinen etkinliklerin başında geliyor ancak şu sıra Koronavirüs dolayısı ile en fazla ölümün İtalya’da meydana gelmesi diğer ülkelerde de salgın tehlikesinin tavan yapması bu seçeneği de anında ortadan kaldırmış oldu.

Böylesi “kapana kısılmış” bir durumda hangi dine, hangi ırka, hangi ülkeye mensup olursa olsun bütün insanlığın sığınacağı en güvenli liman anlaşılacağı gibi kendi ikametgahı olsa gerek, Salgından korunmak adına 7/24 yöneticilerden gelen açıklamaları dinleyen herkes “Acaba kendi evimi daha yaşanabilir ve daha steril bir hale nasıl getirebilirim.?” düncesine girmiş durumda.

Hayat şartları bundan 20 yıl 30 yıl 40 yıl öncesi gibi kolay değil,Özellikle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de son dönelerde başlayan ve bir türlü durmayan “Köyden kente Göç” dolayısı ile hayat şartları son derece ağır, geçinebilmek daha da zor.

Şehirlerde başlayan yığılma beraberinde tüm aile bireylerinin çalışma mecburiyetini de getirdi, Sabah erken saatlerinde evine ekmek getirebilmek adına evden çıkan anne-baba ile  birlikte çalışma yaşına gelmiş bireyler yada eğitim çağındaki çocuklar da evden ayrılınca akşamdan akşama birbirini görebilen ve daha çok hafta sonları kahvaltı sofrasını etrafında buluşabilen bir yapı ortaya çıktı.

Koronavirüs salgını dolayısı ile tüm dünyada “EVDE KAL” modeli bir noktada mecburi hal olunca sözünü ettiğimiz birbirini görmeyen aile fertleri de şartlar gereği nerede ise 7/24 bir arada olmaya, ortak yaşam koşullarına daha fazla uyum gösterme başladılar.

Böylesi bir noktada ister istemez ihtiyaç listesinin en önünde gıda ve temizlik ürünleri ve internet hizmetleri oluyor, Dışarıya çıkmanın son derece tehlikeli olduğu bir süreçte, Kültürel etkinlikler, giyim, gezi ve turizm gibi ihtiyaçlar olmadığından belirttiğimiz gibi herkes gıda ve temizlik ürünlerinin peşine düşmüş oldu.

Dikkat edin şu sıralar Televizyon satışları daha bir arttı, Hane halkı var olanın aksine kendisini dünyaya açan internetin gücünü daha da arttırmak zorunda kaldı, Bu zamana kadar kitap okumayan Türk insanı evde kaldığı zaman zarfında okumak adına bol bol kitap almak zorunda kaldı.

Koronavirüs salgınının ne zaman biteceği belli olmadığı için herkes kendisini kapattığı ikametgahının durumunu tek tek gözen geçirmeye başladı, yıllar yılı kapanmayan kapılar, arasından rüzgar geçiren pencere, damlayan musluklar, tıkanan su giderleri de mecburen elden geçirilmeye başlandı.

Tabi yıllar yılı bir arada bulunmayan sadece uyumak için eve gelen aile bireyleri şu sıralar salgın dolayısı ile hep birlikte evde olunca başlayan banyo sırası, Tuvalet sırası ile ilgili de sorunlar anında kendisini göstermeye başladı.

Koronavirüs salgının ne zaman sona ereceği salgın ile ilgili tedavinin ne zaman bulunacağı ile ilgili hiç kimsenin şu sıralarda bilgisi yok, herkes pür dikkat kendi dışındaki bir ülkenin bilim insanlarının “Aşıyı bulduk” müjdesini bekliyor ve bu müjdenin çok kısa bir zaman dilimi içerisinde gelmesini umuyor.

Bizde tüm insanlık alemi gibi şu sıralar yeni ev hayatımıza uyum göstermeye, Uzun yıllardır yoğun iş temposu dolayısı ile bir araya gelemediğimiz, ihmal ettiğimiz ev halkı ile yeni bir yaşam alanı oluşturmaya çalışıyor, Daha rahat ve huzurlu bir süreç geçirebilmek adına bizim için çok önemli olan önceliklerimizden elimizden geldiği kadar taviz veriyoruz.

Koronavirüs salgını bize evimizi ve ev yaşantımızı yeniden dizayn etme şansı verdi, Meseleye bu pencereden bakar ve bu durumun daha uzun bir süre devam edeceği gerçeğini de göz önünde bulundurup akl-ı selim davranırsak uzun yılar önce kaybettiğimiz “Birlikte yaşama olgusunu” yeniden kazanabiliriz diye düşünüyoruz.

Bunu da fayda hanemize yazıyoruz.