Gün geçmiyor ki gündemimiz değişmesin… Sadece ülke gündemi değil, bölgemizdeki gündem de sürekli değişiyor. Birkaç günlüğüne Gebze dışına gidiyoruz dönüşte mutlaka ama mutlaka yeni bir gelişme olmuş…Gebze’ye adımımızı atar atmaz bir baktık ki milletin ağzında  yeni bir gelişme:

 “ Tuzla’da kimyasal üreten bir fabrika yandı, acaba oradan çıkan kimyasal dumanlar ve külleri insanlar başta olmak üzere tüm canlıların sağlığını  olumsuz yönde etkileyecek mi etkilemeyecek mi?”

Valla ne bilelim biz, müneccim değiliz bilim adamı değiliz hasbelkader kalem oynatan bir gazeteciyiz neticede. Bizde soruyoruz acaba etkileyecek mi etkilemeyecek mi?

Bu hususta yerel yönetimlerden  şu satırların yazıldığı  dakikalara kadar bir açıklama görmez iken, meteorolojiden bir açıklama gelmişti ve o açıklamaya göre, bu fabrikadan çıkan dumanların atmosfere ve dolayısıyla insan yaşamına olumsuz bir etkisi olmayacağı yönde idi…

 Gerçi meteorolojinin işi hava tahminlerinde bulunmak ve hava olaylarının hareketlerini izlemektir…Dolayısı ile bu konuda bir bilimsel analiz ya da açıklama işi ise bilim adamları ve üniversitelerinindir…

***

Bütün bu durum üzerine yapacağım yorum şu olacak:

Kaderimiz ne yazık ki bölgemizi çepeçevre çevreleyen fabrikaların ve sanayinin durumuna bağlı…
Hem de sıkı sıkıya bağlı ve ilintilidir…

Zira biliyor ve sıklıkla son yıllarda şunu görüyoruz:

 Çok yakınımızdaki sanayi kuruluşları birer meşale gibi sıklıkla yanmaya başladılar…

 Bunun nedenini ben araştıracak değilim…

Bunu yetkililerin araştırması lazım gelir…

Bu fabrikalarda çıkan yangınların çıkış sebepleri nelerdir?

 Neden fabrikalar sıklıkla yanmaktadır ve kül olmaktadır?

Neden bu konu hakkında seminerler, konferanslar ve çeşitli toplantılar düzenlenmemektedir?

Neden bu yangınlar hususunda bir çok sanayi kuruluşu çok rahattır ve bu doğal afeti çok hafife almaktadırlar?

 Eskiden bölgemizdeki pek çok sanayi kuruluşunun kendi bünyelerinde itfaiye teşkilatları vardı.

Ve bu kurum içi itfaiye teşkilatları fabrika sahaları içinde her gün aşağı yukarı yangın tatbikatları bile yapıyorlardı…

Son yıllarda gördük bi bu kurum içi itfaiye teşkilatlanmadan vazgeçilmiş ve olası yangın söndürmede  merkezi itfaiye teşkilatlarına bırakılmıştır bütün yangın söndürme işi…

Doğru pek çok Organize Sanayi Bölgesi’nin bünyesinde belki  itfaiye teşkilatlanmasına gidilmiştir, ancak son yıllardaki yangın sıklıkları artık yıllara değil, aylara ve hatta günlere indirgenmiştir…

***

Fabrika yangınları hem bizim bölgemizde hem komşu bölgemiz olan İstanbul tarafındaki sözde Organize Sanayi bölgeleri içindeki tesislerde görülmektedir…Madem organize sanayisin yangın tedbirlerini de alacaksın arkadaş…

Fabrika yangınlarından çıkan dumanları yutan bizleriz…

Özellikle çevre fabrikalarımızda akşamları bırakılan bazı koku ve duman emisyonlarını yutan ve içimize çeken bizleriz…

Belki bu fabrikaları yöneten beyaz yakalılar akşam olunca bu bölgeden deyimi yerinde ise “tüymektedirler”

Ancak biz 24 saat bu bölgede yaşayan bireyleriz…

Bizim havamızı suyumuzu kirleten sanayi unsurları olmamalı…

Böyle bir sanayiyi ret ediyoruz…

Kürsülere çıkıp “Büyük Sanayi Bölgesi”yiz gibi süslü laflarla hava atmamalıyız, böbürlenmemeliyiz…

Biz sanayi düşmanı değiliz…

Biz adam gibi adam akıllı insan ve tüm canlıların yaşam haklarına saygı gösteren sanayi istiyoruz, tabiri yerinde ise “yeşil sanayi” istiyoruz, “çevreci sanayi” istiyoruz…

***

Sanayi Bölgesi olan Kocaeli’de sanayiyi yöneten kocaman kocaman Odalarımız var.

 Bu Odaların görevi sadece vitrin hizmetleri değil, meslek içi ve sektör içi olası taşkın ve yangın gibi doğal afetler hususunda da kafa yoracak bir takım ön koruma metodlarını içeren programlar yapmalıdırlar, icra etmelidirler…

Nerede? Var mı öyle bir çalışma?

 Varsa bizim niye haberimiz yok..

 Varsa niye bu yangınlar sıklıkla çıkıyor?

Biz yazınca ve eleştirince üzerine alınanlar çok oluyor…

 Ancak bu alınanlara söyleyeceğimiz söz şudur son olarak, gücenmeye ve alınmaya gösterdiğiniz refleksi aynı şekilde keşke meşale gibi yanan fabrikalar hususunda da gösterseniz çok daha yararlı olur düşüncesindeyim ve bununla bugünkü konumuzu kapatıyorum.

 SAĞLICAKLA KALIN!