Bu deyimle ilgili olan birkaç konuyu anlatmaya çalışacağım. Öyle ki özellikle iyi niyetle başlanmış ama ilerisi pek de iyi düşünülememiş olaylarla karşılaşıyoruz ne yazık ki! Evet, konuya girmeden önce deyimin nereden ve nasıl çıktığı konusunda var olan bilgiyi yani hikâyesini anlatmak istiyorum.

Rivayet odur ki; Bir işi yaparken dikkatli ve tedbirli olmak lazım! Bir işte gerekli ustalık ve titizlik olursa, zarar ziyan da o kadar az olur. Eskiden düğünlerde, perşembe günü gelin hanımın yüzü süslenirmiş. Kalemkâr denilen kadınlar, gelinin yüzüne makyaj yaparlarmış. Gelinin kaşlarına, gözlerine özel kalemlerle şekil verirlermiş.

Bu tür işler yapılırken düğün evinde de davetliler saz çalıp oyunlar oynarmış. Ortalıkta oynamakta olan genç kızlardan birinin her nasılsa ayağı kaymış, bu arada makyaj yapan kadına çarparak yere düşmüş. Kadının elindeki sert uçlu kalem, gelinin gözüne batmış, zavallı kör olmuş. Dikkatsiz kadın, zavallı gelinin kaşını yapayım derken gözünü çıkarmış.

Evet, hikâye böyle başlıyor. Ancak, bu hikâyeye benzer o kadar çok olay olmuş ki deyim de Türkçemize yerleşmiş. O gün bu gündür her yapılan hesapsız iş için kullanılagelmektedir.

Ben sizlere Ardahan’ın Çıldır ilçesinde gelişen birkaç örnek olay anlatarak meramımı anlatmaya çalışacağım. Malum, ilçemiz Çıldır’ın adını taşıyan çok ama çok önemli bir gölümüz vardır. Adı Çıldır gölü. Üzerinde yaz ve kış turizmi yapılır. Cennetten bir köşe desek yeridir. Bu özelliğinin dışında bir de üzerine kurulu barajımız vardır.

Bu barajdan üretilen elektrik bölgeye ve özellikle Doğu Anadolu bölgesine verilmektedir. Buraya kadar her şey normal ilerliyor. Ancak yıllar geçtikçe gölün suyu ve gölü besleyen dağların kar suları ile akarsular yetersiz kalınca Çıldır bölgesindeki akarsuların suyu da Çıldır gölüne akıtılmaya başladı

. Şimdi gelelim etkilerine:

1)Üstü açık olan bu kanallardan geçen sular aynı anda bölgenin toprağını da göle taşımakta ve gölü kirletmektedir.

2)Ayrıca göle su taşıyan kanallar açık kanal olduğu için ve kanal çevresinde koruyucu hiçbir engel olmadığı için köylere ait hayvanlar kanala düşerek telef olmakta ve o atıklarda göle ulaşarak ayrıca gölü kirletmektedir. Kanaldan karşıdan karşıya geçişlerde de sorunlar var düzletilmesi gerekmektedir.

3)Bir başka zararı da o kanalla göle taşınan akarsular öncelerde yakınındaki köylerin arazilerini sulamaktaydı. Ancak, şimdi köy arazilerini sulamadan yoksun bıraktığı için de köy arazileri susuzluktan kurumaya başladılar.

4)Göle inen toprak gölde tortu oluşturup gölü kirletirken, gölden çıkıp barajı çalıştıran temiz sular ise, doğrudan Gürcistan’a akmakta ve hiçbir işimize yaramamaktadır.

Bu önemli gördüğümüz konuların yetkililerce değerlendirilmesi ve önlem alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Şimdi gelelim ikinci konuya: Yine çok iyi niyetle düşünülmüş uluslararası ticaretin geliştirilmesi konusunda ve Çıldır’a hatta Ardahan’a değer katacak olan bir proje Kars/Tiflis/Bakü demiryolu hattı ve sınır kapısı.

Tren yolumuz yapıldı. Çıldır ilçesinden geçerek Gürcistan’a gitmekte. Buraya kadar her şey normal! Ancak, bu kez başka bir sorunla karşı karşıya kalındı.

1)Tren yolu inşaatından çıkan hafriyat toprakları vatandaştan satın alınan ya da kiralanan arazi üzerine döküldü. Hem çevre kirliliği oluşturmakta hem de tren yolunun karşı tarafına geçişleri engellemekte.

2)Hatta tren yolu kenar korkulukları olmadığı için vatandaşlar hayvanlarını açık raylar üzerinden geçirmek durumunda kalıyorlar ki bu da can ve mal güvenliğini tehlikeye atmaktadır.

Üçüncü konu ise: Yine tren yolumuz ile ilgili olacak. Yukarıda da belirtmiştim harika bir proje ama Ardahan ve Çıldır için yetersiz diyebileceğimiz bir proje. Proje güzel ama etkileri bakımından yeterli değildir.

Şöyle ki;

1)Bu projeden Çıldır ve Ardahan olarak yeterli ekonomik destek alamıyoruz. Olumsuz etkilerini hissettiğimiz gibi olumlu etkilerini de hissedelim istiyoruz. Örneğin, gümrükleme işleminin Çıldır ilçesi içerisinde yapılması gerekmektedir.

2)Antrepolar olmadığı için bölge halkına tek kuruş ekonomik katkı sağlamamaktadır.

3)İstasyon olmadığı için yolcu taşımacılığından da yararlanılamamaktadır.

4)Turizm bölgesi olmasına karşın turizm treni olarak bilinen Doğu Ekspresi Çıldır’a kadar gelmelidir ki Çıldır turizm geliri elde etsin. Elçiye zeval olmaz diyerek bölge halkından gelen istekleri yetkililerimize aktarmaya çalıştım.

Umarım bu haklı istekler dikkate alınır ve çözüm üretilir…

Kısaca, iyi niyetle yapılmış projelerin geleceğini de düşünmek ve “Kaş yaparken göz çıkarmamak gerek.”