Bilindiği üzere, Korona illeti tüm dünya düzenini alt üst etti. Ülkemiz bu düzenin içinde olduğundan Korona sonrası inşallah çok büyük badireler atlamaz.
Öncelikle; Bu virüs tamamen izole edildikten sonra yeni Dünya düzeni mutlaka eskisi gibi değil daha yeni ve aktif bir faaliyet içinde olmak zorundayız.
Şöyle ki: Karantina tüm dünya milletlerinde olduğu gibi Bizleri de evlerimize hapis etti, İhtiyaç sahibi, insanlar çok zor durumda kaldılar, Buna Çok hayırsızlık yakalandılar.
Devletimiz hep alacak değil ya, şimdi tam sırası vermeyi bilecek ki yapıyor da, Allah devletimize zeval vermesin. Yeter mi yetmez, İhtiyaç sahiplerinin tamamı taranmalı, İhtiyaç belirlemesi yapılmalı ve kimse mağdur edilmemeli.
Devlet gücü kadar yardımı esirgememeli, tüm şartların ı zorlayarak mağdur insanların mağduriyetini gidermelidir.
Dükkanını kapatan, işini bırakmak zorunda kalan tüm insanlara yardım etmeli, ederken de zorluk çıkarmamalı.
Kornadan sonra asıl meslek, tarımdır, Eğer tarım için ekim ve biçim olayı aksarsa inanın yarın hiçbir tarım ürünü bıkma şansımız olmayacak. Çiftçinin elinde ürün kalırsa, ya da Ekim yapamaz ise gelecek inanın sorunlar büyük olacaktır.
Kornadan sonra özellikle, Bilimsel anlamda Ortalık toz duman olacak ama bu tozlu ortamdan kurtulmak için Bilim ve Teknoloji olarak çok önem verilmesi gerekli en büyük elzem olacaktır.
Bütün Dünya Devletleri bu virüs için kolları sıvadı, Aşı bulabilmek için öz verili çalışıyor,
Ülkemiz de bu hususta kanıksanmayacak kadar bu işin içinde olarak aktif bir şekilde bulunmaktadır.
Organik tarım, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen ve üretimde kimyasal girdi kullanılmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Doğal dengeyi koruyarak hava ve su gibi yaşamsal kaynakların ve doğal hayatın
korunmasını amaçlayan bir üretim yöntemidir
Bu hususta Korona sonrası ilk olarak; Organik tarım olmalıdır o da; insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen ve üretimde kimyasal girdi kullanılmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimi olmalıdır, yani, doğal dengeyi koruyarak hava ve su gibi yaşamsal kaynakların ve doğal hayatın korunmasını amaçlayan bir üretim yöntemine geçilmelidir.
Yani; insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen ve üretimde kimyasal girdi kullanılmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretime geçilmelidir. Doğal dengeyi koruyarak hava ve su gibi yaşamsal kaynakların ve doğal hayatın
korunmasını amaçlayan bir üretim yapılmalıdır.
Psikolojisi bozulmuş bir toplumun yeniden düzene sokulması çok ta kolay olmayacak. Tüm insanlık tarihi boyunca insanlar çaresi bulunamayan ve yaşam tehdidi oluşturan hastalıklardan hep korkar olmuştur.

Son dönemin ise en korkulan salgını, Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen hastalığa yol açan corona (korona) virüsü salgınıdır. Virüs 200'den fazla ülkeye yayılırken ilk başta ülkemizde görülmemiş olmasına rağmen, insanları psikolojik açıdan son derece olumsuz etkilemeyi başarmıştır.
Önce sakin olalım. İnsanlık tarihi boyunca salgın ve kötü olaylar yaşanmıştır. Gerekli önlemler alındıktan, gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra hayat rutinimizi çok da bozmadan bu durumun üstesinden gelmek ve en az hasarla atlatabilmek süreci ve durumu önemli.

Ortada Corona virüs gibi bizim yaşamsal fonksiyonlarımızı etkileyecek ciddi bir tehlike var, evet. Bu durumdan kendimizi korumak adına yapacağımız pek çok tedbir var.

Hayatımızı sürdürmek için kaygı motivasyonel anlamda gereklidir ve olması gerekir. Peki ya aşırı korkumuzla, kaygımızla, bulunduğumuz durumla baş etmemizi sağlayacak yöntemler nedir? Neler yapılabilir? Ki bu sürecin ruh ve beden sağlığımızın bir tehdit unsuru olmasından çıkaralım.

Gelecek yazımda devam etmek üzere; Herkese sağlıklı günler diliyorum.
SAĞLIĞIN İÇİN EV DE KAL.