Belki bir çoğunuzda da olur…Gece uyurken rüyanızda sizi  kovalayanlar olur… Bunlar genellikle kötü kişiler ya da kötü ruhlardır… ve siz işte bu kötülerden ve kötülüklerden kaçarken birden bire havaya zıplarsınız ve bir bakmışsınız ki rüyanızda uçuyorsunuz…

 Evet uçuyorsunuz…

Birden bire evlerin üzerinde, bahçelerin, ağaçların, ovaların üzerinden süzülüyorsunuz resmen…

Uçmak hoş ve muhteşem  bir duygu…

Sonra bir zaman sonra uyanıyorsunuz, bir bakıyorsunuz ki elbette yatağınızdasınız…

Kuşlara Yaradan uçarak yaşamaları görevini  ve bu yaşama metodunu vermiş…

Her kuş isteği yere uçabilir, istediği yere de konabilir…

O onun kendi iradesinde ve keyfinde olan bir iştir…

Bazı kuşların uçma masafeleri kısadır, yani yaşam alanları ile sınırlıdır…

Karga, saksağan, dağ kartalı, serçeler gibi kuş türlerinde olduğu gibi…

 Yaşam alanları geniş olan kuşların uçma mesafeleri o  yaşam alanlarının mesafe veya genişliklerine bağlıdır, örneğin leylekler, kuğular, yaban ördekleri ve kırlangıçlar gibi göçmen kuşları uzun mesafeleri kat ederler…

Ve inanın her kuş cinsinin yaşamları beni her zaman meraklandırmış ve  bu yönde  bir araştırmaya sevk etmiştir…

 Kuşlarla ilgili tüm araştırma ve belgeselleri  kaçırmamaya özen gösteririm vaktim oldukça…

Onların uçma becerilerine baktıkça onları izledikçe onlara gıpta ederim…

***

Örneğin doğal ortamlarda, Afrika’nın vahşi doğa ortamında bile kuş olmak başlı başına bir avantajdır…

Düşünsenize, aşağıda ormanlar kralı aslan, sürü ile birlikte avlanan sırtlanlar, panterler, kaplanlar, dağ aslanları, pumalar ceylan, antilop ve zebra gibi sürüleri acımasızca yemek için kovalarken, oracıktaki kuşlar en ufak bir hareketli anda: “pıırrr..” diye uçup en yakınındaki yüksek ağacın dalında yerini alabiliyor… Bu muhteşem bir avantaj…

İşte kuşların  bu avantajları, uçabilme yetenekleri ve her şeye kuşbakışı bakabilme şansları benim de çok hoşuma gidiyor ve onlara gıpta ile bakıyorum…

Örneğin en zirve kayalıklardaki kaya kartalının durumu…

Senden yukarıda sadece Allah var…

Düşünsenize…

 Uçsuz bucaksız bir gökyüzü…

Ve en yukarıdan aşağılara doğru keskin görüş atıp acıkıtğın anda müthiş bir sorti yeteneği ve hızı ile avına odaklanma becerisi…

Ve malum kartal avını alıp tekrar en ulaşılmaz kayalıklarda bulunan kartal yuvasına dönüp oradan dünyayı kuşbakışı izleyebiliyor…

Ne müthiş bir özgürlük ve yükseklikteki güven duygusudur bu?!

***

Bizim bahçenin ağaç çeşitlerinde tüneyen, geceleri orada konaklayan kanatlı komşularımız bulunuyor…

 Yolun kenarındaki çınarlarda kargalar, bizim bahçenin hemen bitişiğindeki  akasyalarda saksağan kuşları bulunuyor…

Bir de kırmızı erik ağacına yuva yapan serçelerimiz var…

İşiniz olmazsa gün boyu onların koşuşturmacalarını izleyebilirsiniz…

Karga veya saksağanların yiyecek kapma dalaşmalarını sıklıkla görebilirsiniz her zaman…

 Çünkü herkes ekmek ve yiyecek derdinde…

Ama dilleri yoktur ve bu yüzden kalp kırmaz, kıramaz onlar…

İlkbaharda ise  birkaç günlüğüne  çatılarımızda konuklarımız oluyor…

 Bu uzun gagalı konuklarımız ile haliyle leyleklerdir…

Göç yolunun üzerindedir bizim yaşadığımız bölge ve  bu güzel  yaradılışlı kuşlar yaşamlarının belirli  bir bölümlerini göç etme günlerinde bizlerle paylaşmış olurlar…

Her yıl iki defa bizlere konuk olurlar , bir gece çatımızda dinlendikten sonra ertesi gün daha gün ağırır ağırmaz yollarına devam ederler…

Hiç kimse ile işleri olmaz onların…

Ne, “ Senin gözün karadır!”, Senin kaşın karadır” diye…

 Kimselere takılmazlar…

Kalp kırmazlar…

Sessizce geldikleri gibi, yine sessizce çekip giderler…

***

İki ülke sınırında pasaport sıramızı beklerken, sınırın bu tarafından simit parçasını alıp da özgürce sınırın öbür tarafına götürüp oradaki gümrük çatısında simidin tadına bakan karga kuşunu görünce  bütün bunlar aklıma geldi kuşlarla ilgili…

Kuşların pasaport derdi yok, geçme dertleri  yok… Özgürce bu ülke senin bu ülke benim uçup gezebilirler…

Bu ülkenin Ayçiçek bitkisinin tepesinden, öbür ülkenin saman balyasının üzerine özgürce uçup soluklanabilirler…

O şansları var…

Kuşlar öyledirler…

Hani bir deyim vardır “…kuş gibi uçup gitti…” diye…

Onlar, özgürlüğün simgeleri ve bizimle birlikte hayatı paylaşan kanatlı “Dünyadaş”larımızdır…

Kuş olmak güzel şey kardeş…

Özgürce uçabilmek de öyle…

Şimdilik bu kadar!

 Sağlıkla ve sağlıcakla kalınız!