Bilemem ama hep bu soruyu sorup, cebanı ise sıkça kendim cevapladığıma bir kez daha şahit olurken, bunun nedeninin aslında benim 6. his denen duygularımı dinlememem olduğunu da anlamayıp, “yok ya öyle düşünme” diyen sagça bir duyguyla hep sol tarafımda ki şeytanı dinlememden dolayı olduğunun cevabı ile karşılaşmamdır...


Hâlbuki; Kirâmen Kâtibîn meleklerinden birinin kötü davranışlarımızı yazdığını, diğeri ise kişinin sağında ve iyi davranışları yazdığını ruhen inanan ve bilmeme karşın...


Hem de birileri yok sayıp, hesaba katmasa da, 6 milyon oyu, saklamaya çalışılsa da sayısı ise 30-40 milyon olduğu bilindiği gibi, hepimizin dini olan İslam'a göre sağ be soş yakamızda iki tane olan bu meleklerin birinin kurşun yiyen, bıçakla delinen, ayağının kırılması ve her insana olduğu gibi, bana da can veren kalbinin kırılmasına neden çok yaralar almış olan solumuzda ve kötü davranışların mı yazdığını da bile bile...


Üstelik, biri insanın sağ tarafında, diğeri sol omuz tarafında oturan iki alıcı meleğin de yaşananlar, yaşadıklarımızı, hem inandığın dine göre günah, hem de, “seni üzmekten öte bir şeye yaramaz” denilerek  “yapma” denenleri yaptıklarımız, saniye geçmeden alıp kaydettiğini bilmemize karşın...
Evet, sol yakamızda olan kalbi üzeni ömür süresince yaşatılan gerginlikten kırılıp, yüzümüz gibi büzülen hatta “çok iyi insandı, hakkım helal olsun” denen ana kadar yaşatan, yani ölmemize neden kalbin durmasına, vesile olan olayları aslında kendimiz başımıza getirdiğimizi de anladığım bir kez daha o; Yazmaktan öte bir suçu olmayan gazeteci meslektaşım ama MİT'in yaptığı işleri deşifre ettiği iddia ve gerekçesiyle bir çokları gibi bir anda hain ilan edilen Can Dündar'ı ile duygularını anlatamadığı sevgilerinin derdinden ve sürgün olarak Moskova'da hayata göz yuman şair  Nazım, “Ben Kürdüm” dediği ve türküler söylediği  için bir anda birilerine “Muhtar bile olamasın” diyenlerin onunda hakkında da “Şerefsiz” manşetleri attıkları ve cesedi Paris'te kalan Ahmet Kaya gibi sürgün edenin hep sol yanımızın atmasından değil mi zaten..


Bilmem, ama sanırım yine onca cinayetin işlendiği ve faili meçhul kaldığı güneyden, şeytan üçgeni denen Kocaeli, Adapazarı ve İstanbul'un olduğu Marmara'nın da hatta, “seni başkan yaptırmayacağız” diyenlere “Atı alan Üsküdar'ı geçti” diyenlerin dediği gibi, bende yine anlatamadım, içim içimi yiyen ve bir duvar olsa da anlatsam dediğim anda “Kürt'tür nasılsa anlamaz” denilen ve hep aynı fotoğrafın bir kez daha geldiğini anlarken, aslında yine bir kez daha anlatamadığım özel hayatı diyerek..