DEVA Partisi İl Başkanı Adem Koç 2 Temmuz tarihinde il başkanı olarak görevlendirilmesinin ardından hızlı bir şekilde il yönetimini belirledi. DEVA Partisi geçtiğimiz hafta ilk kez Başiskele’de bulunan Tryp By Wyndham Otel’de tanışma toplantısı düzenlemişti. Bu toplantıya 5 il yöneticisi dışında tüm isimler katılmıştı. Bugün ise Kartepe’deki bir otelde DEVA Partisinin il yönetimi ilk kez kamuoyu karşısına çıktı. Bu tanıtım toplantısına DEVA Partisi Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün ve Genel Merkez yöneticilerinden Ali Ufuk Yaşar  ve Cem Avşar da katıldı. Ayrıca  DEVA Partisinin İl Başkan adaylarından biri olan, ancak yönetimde dahi yer almayan Zekeriya Özak programa katılmaması dikkatlerden kaçmadı.

İNSAN MERKEZLİ BİR PARTİ KURDUK

Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Ergün söz aldı. Nihat Ergün, “Biz insan merkezli bir siyasi parti kurmak için yola çıktık. İnsanı merkeze almayan, önemsemeyen bir siyasi parti olamaz. Merkez insan olmalı.

ÖZELEŞTİRİ YAPTIK

Uzun yıllar siyasetin içinde bulunduk. Özeleştiri yaptık. Toplumu etkileyen yanlışlar yapıldığı zaman bu yanlışlara karşı uyarı mekanizmalarının aleni, yüksek sesle ve örgütlü şekilde çalışması gerekiyor. Biz yanlış giden işler noktasında çok uyarılar yaptık. Kulağına söyledik. Arka odalarda söyledik. Bireysel olarak söyledik. Ancak anladık ki bunlar bir işe yaramıyor. Bunlar aleni ve örgütlü şekilde yapılması gerekiyor ki yanlışlar bir daha yapılmasın.

YANLIŞLARI EN YÜKSEK SESLE DİLE GETİRECEĞİZ

Türkiye’nin şimdi güçlü gözüken siyasi partilerine baktığınız zaman bu mekanizmaların çalışmadığını görüyoruz. Yaptıkları yanlışlar bile doğru gibi algılanıyor. Şimdi yanlışları söylemenin ve düzeltmenin en örgütlü olanını yapıyoruz. DEVA Partisi yanlışları ifade etmenin en yüksek sesle yapılan adresi olacak. 

İNSANCA SİYASET

Biz geçmişte ortak hikayeleri olan insanlardan ziyade geleceğe dair ortak hayalleri olan insanları bir araya getirdik. Böylece DEVA Partisini kurduk.  İnsanlıktan çıkmadan siyaset yapılabileceğini göstermemiz gerekiyor. Siyaseti demokratikleştirmek, özgürlükçü ve katılımcı, fırsat eşitliğine dayalı bir siyaset oluşturmak istiyoruz.

TABANA DAYALI ŞEFFAF FİNANS

Biz burada konuşamadığımız hiçbir şeyi arka odalarda konuşmayacağız. Televizyonda ne konuşuyorsak arka odada da onu konuşacağız. Kimsenin karanlık ve büyük paralarına da ihtiyacımız yok. Tabana dayalı katkı yoluyla açık şeffaf kaynaklardan siyaseti finanse etmek istiyoruz. Birilerinin finanse ettiği ve o birileri için konuşan bir siyaset mekanizması olmayacağız.

AK PARTİ’YE YÜKLENDİ

Olan yanlışlardan kimse mesul olmaz. Hemen bir günah keçisi bulunur ve tüm sorumluluk ona yüklenir. İktidar partisi İstanbul seçimlerini kaybetti. Bir tane sorumlusu var mı? Çıkıp biri bir şey söyledi mi? İktidar partisi 25 yıldır elinde olan Ankara’yı kaybetti. Bir tane sorumlusu var mı? Kim sorumlu? Aday mı sorumlu? Genel merkez yöneticileri mi sorumlu? Nankör millet bizi takdir edemedi mi diyeceksiniz? Böyle yönetim olur mu? Ana muhalefet partisi yıllardır patinajda. Aynı oy oranını alıyor. Sorumlusu var mı? Onlarda da yok.

YÖNETİM BU DEĞİL

Demokrasi bu değil, yönetim anlayışı bu değil. Biz bu durumu değiştirmek istiyoruz. Siyasete yeni insanlar katmak istiyoruz. Bu yüzden de parti yönetimlerimizin yüzde 50’sinin hiç siyaset yapmamış isimlerden oluşmasını istiyoruz.

İKTİDAR KORKU SİYASETİ YAPIYOR

Biz korku siyasetini umut siyasetine dönüştürmek istiyoruz. Artık iktidar unsurları korku siyaseti yapıyorlar. Korkuyla siyaseti idare ediyorlar. Korkutabileceğiniz kadar korkutun, daha kolay yönetin düşüncesindeler. Türkiye korkuyla yönetilmez. Türkiye’ye umut vermek lazım. Millete korku vererek ne kadar ileri gidebilirsiniz? Korkutulmuş, sindirilmiş bir ulusun dünyada iddiası olabilir mi? Kimse bu ülkenin gençlerini, kadınlarını korkutamaz. Böyle bir milletin bekası olamaz. Beka dediğiniz şey işte budur.” Dedi

KABULLENMİYORLAR

Hükümet iktisadi sorunların derinliği ve büyüklüğünü önemsemiyor. Adeta hasta olduğunu kabul etmeyen bir insan gibiyiz. Ekonomimizin kötü olduğunu kabullenmiyoruz. Hükümet hiçbir tedaviye yanaşmıyor. Kocakarı ilaçlarıyla memleketi tedavi edeceklerini sanıyorlar. Hastayız.

TEK BİR YERE SORUNLAR BAĞLANIYOR

Ülke sorunları tek bir yere bağlanıyor. Ya para yok diyorlar. Ya da dış güçler diyorlar. Bizi çekemiyorlar diyorlar. Hamasetle, kuru vaatlerle ekonominin düzeleceğini düşünüyorlar. Hamasetle bu işler yürümüyor. Çok konuşmakla güven kazanılmaz. Güven çok konuşularak değil icraat yapılarak kazanılır. Nasıl bunları göremiyorlar anlamıyorum. Nasıl bir basiret bu? Bunlar görmek için IMF’ye mi gitmek lazım?

İSTATİSTİKLERLE OYNUYORLAR

İstatistik yöntemlerle ve rakamlarla oynayarak güven sağlayamazsınız. Bir hafta önceden markete haber verip istatistikçi gönderip fiyat inceletmesi yaparak güveni sağlayamazsınız. Bunu aleni yapıyorlar. Bir marketi arıyorlar. Zaten market zinciri bu Türkiye’nin her yerinde var. Şu saatlerde istatistikçilere gelecek ve şu ürünlere bakacak diyorlar. Sadece o markette üç saatliğine fiyatlar indiriliyor. Böyle istatistik kurumu çalıştırılır mı? Rakamlarla böyle oynanır mı? Günü kurtarmak için bunu yapıyorsunuz ama geleceği mahvediyorsunuz.

HÜKÜMETE TEK CÜMLELİK TAVSİYE

Hükümete tek cümlelik bir tavsiye vermek istiyorum. Anayasayı, sistemi, kabineyi değiştirin, IMF’ye gidin demiyorum. Allah aşkına bu zihniyeti, bu kafayı değiştirin memlekete yeter. Çok mu zor şeyler söyledik? Bunların yapılması zor mu? Sadece bunlar yapılsın, yarın ülkenin meseleleri düzelmeye başlar.” dedi

Editör: TE Bilisim