Bilindiği üzere Kovit-19 Korona virüsü salgını nedeniyle bir haftalık bir sokağa çıkma yasağı ayları aştı.

Bizim Büyüklerimiz bizler için en doğrusu ne ise Kurullarının aldığı kararlar doğrultusunda koruma amaçlı Sokağa çıkma yasağının uzamasına karar verdiler ve de uygulanıyor.

Çoğu kez sıkıldık, hatta ben isyan ettim, Yaşım 65 Üzeri olduğundan kendimi Dört duvar arasında hapiste gibi hissettim. Aslında hapis olsam dahi sağlığım açısından gerekli olduğu bilincini de taşıyorum, Hatta Bu Hapisliği Protesto için Geçen hafta Pazar günü evden çıkmadım, çıkmadım da kimsenin umurunda mı Değil tabi ki.

Ama TV de n gelişmeleri izledim ve kendi kendime, Bize de izin verilirse Biz de aynı şekilde soya çıktığımızda, Sosyal Mesafe ve Hijyen kuralına ne kadar uyarız orası da meçhul, bundan dolayı Bilim Kurulunun Tavsiyesini beklemekten başka çare yok.

En doğur hareket beklemek olsa gerek.

Şimdi Maske ile ilgili birkaç alıntı ile konuya girmek istiyorum.

Maske hayatımıza girdi ve en az 2-3 yıl devam edilmesi gerekliliği açıkça Bilim İnsanlarımızca dile getiriliyor, Buna uymak zorundayız ve Hem kendi Sağlığımız, hem Ailemiz hem de Toplum için bu şart oldu.

Anaokullarımızda, kreşlerde ve Gündüz Bakım Evlerinde bu maske kuralı şart oldu, Çocuklar en büyük taşıyıcı oldukları için önlem yerinde bir karar.

Bu karar Sosyal Mesafe içinde çok doğru ama oyun parklarında çok sakıncalıdır.

Şöyle ki;

Tabi Okullarımızda uzun süreli bir spor olmayacağı için yine de bu etkenin bilinmesi en doğru karardır.

Spordaki en önemli konulardan biri nefes alışverişidir. Doğru nefes alma ile nabzınızı kontrol altına alabilir, set aralarında tansiyonunuzu düzene sokabilir, akciğer kapasitenizi arttırabilir, setlerde daha yüksek performans gösterebilirsiniz.

Gelelim Maske ile spor yapılabilir mi ye?

Hayır, çok risklidir. Geçtiğimiz günlerde Çin’de 3 kişinin maske ile spor yaptıktan sonra hayatını kaybettiğini öğrendik. Bırakın sedanter (az spor veya hiç spor yapmadan, durağan bir yaşantı) bireyleri, profesyonel sporcuların bile zorluk yaşayacağı belirgindir. Bu zorluklar; zor nefes alma, sık ve az nefes alma sonucu kalp ritminin artması, düzensiz kalp atışı sonrası kalbin yorulması, akciğerlerin tam anlamıyla çalışamaması gibi ciddi sonuçlara yol açabilir (Genç olmanız kalp krizi geçirmeyeceğiniz anlamına gelmez).

Bizde maske algısı çok farklı oldu, Bulabildiğimiz en üst seviyede kullanılan maskeleri takmak sanki daha koruyucu olmuş gibi arayış içine girdik.

 Oysa Bilim insanlarının tavsiyesi, Ameliyatlarda Kullanılan Maskeler en doğru olanlarıdır.

Ama çoğumuz, sağlık çalışanlarımızın hastaya müdahale ederken taktığımız maskeleri takıyor.

* Bu maskeler, normal hayatta hiç kullanılması gereken maskeler değil.

* Bu maskelerin dezavantajı şu; nefes alıp verirken nefese bir miktar engel oluyor, verdiğimiz nefesin bir kısmını tekrar solumak zorunda kalıyoruz.

* Uzun süre takıldığı zaman kanda karbondioksit dediğimiz zararlı bir gazın birikmesi söz konusu.

* Bu zararlı gazda; hayati tehlikenin ortaya çıkmasını sağlayarak, ölüme kadar neden olabilecek kanda yükselmelere sebep olabilir.

* Baygınlık, ani ölüm gibi sonuçların yaşanmasına neden olur. Özellikle spor yapan insanlarda bu maskelerin kullanılması ciddi hayati risk taşır.

“Maske takıp da havanın önünde çıkışına biraz direnç uyguladığımız, zorladığımız zaman akciğerin kendi kendine yırtılması kolaylaşabiliyor”

"O kişinin akciğerlerinde 'hava hapsi' dediğimiz bizim yani normalde havayı alıyoruz, sonra akciğerler bir lastik gibi içeri kapanarak havayı dışarı veriyorlar. Bazı kişilerde bu dışarıya verişte akciğerin bazı bölgelerinde hava hapsolabiliyor. Yani içeri hava giriyor ama dışarı çıkamıyor. Bir sonraki seferde daha fazla hava içeri giriyor. Bu kişiler akciğer amfizemi dediğimiz, akciğerde hava hapsi olan, spontane pnömotoraks dediğimiz tıp dilinde, yani akciğerin kendi kendine yırtılabildiği kişiler var. Bu kişiler bir de maske takıp da havanın önünde çıkışına biraz direnç uyguladığımız, zorladığımız zaman akciğerin kendi kendine yırtılması kolaylaşabiliyor. Özellikle bu kişilerin spor yaparken maske takmalarının riskli olacağını bilelim."

Spor salonlarında bulunan sauna ve buhar odalarındaki riskleri ve alınması gereken önlemleri de şöyle sıraladı:

"Virüs sıcaklık 60 derecenin üzerine çıkıldığında canlılığını yitiriyor. Bunu biliyoruz. Ama bu insan vücudu 60 derece sıcaklığa zaten dayanamaz. Saunanın ortam sıcaklığı olabilir ama sizin vücudunuz kendi sıcaklığını 37 ya da 38 derecede tutabilmek için terleyerek ısı kaybeder. Yani vücudunuzda bulunan virüs saunaya da girseniz çok sıcağa da girseniz var olmaya devam eder. Peki bu arada siz saunada konuşursanız, hapşırırsanız, öksürürseniz yakınınızdaki kişiye virüsü bulaştırır mısınız? Evet bulaştırırsınız. Hele bir de nem olduğu için bulaştırma kolaylaşabilir. Peki, bunun önlemi ne olacak? Sauna ya tek kişi olacak ya da kendi ailenizden kişilerle kullanacaksınız. Sizden sonra en az yarım saat tekrar kullanımın olmamasının sağlanması gerekecek. Gün sonu temizliğinin de düzenli yapılması gerekir."

SAĞLIKLI GÜNLER DİLİYORUM.