Bu gece diğer gecelerden farklıydı.. 
Sıradan biri, ikisi olup, olmamak arasında sıkışan 3 harfe çarpan diğer 3 harf.. 
Ve İlham ile Gizlinin aslında ikisininde korkak olduğunu düşünmek bu geceyi diğer gecelerden daha farklı ve uykusuz bırakıp, stresli yapsa da  durduk yerde saçmalayıp, panikleyerek ve bir anda yaşanan korkunun esiri olduk gibi..
Şimdi, 'Ya ne alaka.. Alemi cihan bilse ne olur ki?' hangi üç harf dile düşmemiş, gizli kalmamış, türkülere, şarkılara ilham olmamış ki? !!' 3 harfi, 4 rakamı, haykırmak geldi içimden uykusuz geçen bir gece boyu..
Ve uyuyorum diye kıvrandığım yatağımdan çıkıp, geldim haykırmak için oturdum parmaklarımın çok şeyi anlatmaya çalışan harflerle sevişmesine izin verdim, tüm hızı ve hırsıyla.. Belki yorulur, uyur, unutur diye..
Ve; 'zaten yalan denen şu dünyada gerçeği kim kabul etti ki?!!' diyerek düşünen, düşündükçe yorgun düşen göz kapaklarımın arasına adeta bir iğne diken beynime sordum, '4 harfli mi suçlu yoksa onu dinleyip okşarcasına harflerle sevişen parmaklarımı kırmak mı gerek?!.' diye..
Ama 'koca karı' lafları diye çokta ciddiye almadığımız ve ninelerin, annelerin okşayarak ördüğü ve 'bir telini al hocaya okut' diyerek koparttığı ve artık beyazlayarak, dökülmeye başlayan öpülesi saçların yine bir diğer üç harfe yani bir anda karşıdan gelen 'Sen üç harf demekle "aşk" kelimesini anlatmak istiyorsun..
Ama İslamiyette cin'lerin adı da"üç harfliler" diye anılır. Ya millet bu üç harfliler kelimesini Cin olarak algılarsa?'!' ne olur diye sorduğunda belki de aynı duygular ile bu geceki gibi yalandan uykuya dalan gözler eşliğinde arkasından çarpıp, morga oradan yine yaşamı ve yaşanacakları düşünüyordum, 'neden uyku tutmuyor?' diye gözlerimi, kendimi, kimsenin bilmediği, ama onun sanki 'herkes biliyor' diyerek paniklendiğini düşündüğüm gizli ilham veren karşımdakini sorgularken..
Ve sorgulamak isterken kendimi, Halepçe'de anasının sarılarak ölümden korumaya çalıştığı, katledilen bebeğin yüzü ve bakışı gibi solduğumu bunun suçlusunun da boynuna asılan bir ilmikle hayatı sonlandırılan içimdeki Saddamın aslında bana ve karşıya en büyük zulmü yaptığını fark ediyorum bir anda onca acı, işkence ve ölüme ramak kala geçen hayat boyunca bir türlü ders almayan, uslanmayan 'ben ne yapıyorum' derken..
Kısacası bir geceyi daha düşünerek, arada kapanan gözleri yeniden açan korku dolu rüyalara dönüşen düşüncelerle uykusuz  kıvrandığım yatağımdan çıktığımda yazma diyen sesin bir kulaktan girip, diğerinden çıktığını anladığımda yaşanacaklar son olmasa da bugünkü yazımında sonuna geldiğimi fark ediyordum, iyiden iyiye yorulan ama uyumaktan vazgeçerek, karanlığı yırtan pencereden dışarıya bakarken yağmurun yağdığı beton aralığına sıkışmış bir kardelenin  umut verircesine yeniden filizlendiğini görürken..