Öyle bir meyve düşünün ki, sofranıza katık, yaranıza merhem, hastanıza şifa, ocağınıza yakacak, kandilinize yakıt ve daha fazlası olsun...

Öyle bir meyve düşünün ki, kökünden dalına kadar zerresi bile israf edilmesin...

Öyle bir meyve düşünün ki, tarihi, bereketi, barışı ve kardeşliği hatırlatsın...

Öyle bir meyve düşünün ki, Kuran'da üzerine yemin edilsin...

İşte bütün bu özelliklere sahip olan eşsiz meyve, zeytindir.

Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alan ve kahvaltı sofralarının assolisti olarak kabul edilen bu eşsiz meyve, ülkemizde bolca yetiştirilmesine rağmen, ne yazık ki dünyanın her yöresinde aynı bollukta bulunmamaktadır.

Özellikle Kuzey Avrupa ülkelerindeki seyahatlerimde, kahvaltılıklar arasında yer almadığından garsonlardan zeytin istediğim çok olmuştur.

Bir görev için gittiğim Endonezya'da ise, kaldığım lüks otelin kahvaltı büfesinde bulunan salata kasesindeki zeytinleri tek tek seçtiğimi hatırlıyorum.

Demek istediğim, Allah'ın bize bolca bahşettiği zeytin, dünyadaki pek çok ülke için lüks ve pahalı bir yiyecektir. Daha açık bir ifade ile, bizim için hindistan cevizi, ananas, mango ne ise, tropikal ülkelerde yaşayanlar için de zeytin odur.

Peki bir Egeli için zeytinin anlamı nedir?

Bir Egeli için zeytin sadece bir gıda maddesi olmayıp, dolabında ilaç, ocağında yakacak, (eskiden) kandilinde yakıt ve nihayet bir geçim kaynağıdır. Öte yandan, sanki bir bebek gibi ilgi istediğinden, yetiştirilmesi ve bakımı meşakkatli bir meyvedir. Ama zeytin ağacı, insanoğlunun bu emeğinin karşılığını cömertliğiyle öder...

Yolları bir vesileyle özellikle Güney Batı Egeye düşüp dağlardaki uçsuz bucaksız zeytinlikleri görenler, ne demek istediğimi hiç şüphesiz ki daha kolay anlayacaklardır.

Zeytin için hasat zamanı olduğundan, bu günlerde Egenin dağları cıvıl cıvıl ve bayram yeri gibi. Her tepeden sırık ve türkü sesleri gelmekte. Zeytinliklerde ve sıkımhanelerde hummalı bir faaliyet var. Herkes var gücüyle çalışıyor, zeytin taneleri yağ olup şişelere doluyor. Velhasıl, şimdi Egede dağ taş mis gibi zeytin kokuyor...

Gelelim zeytin ile ilgili olarak bazı bilgiler vermeye;

Bilinen tarihi, milattan on bin yıl öncesine kadar dayanan zeytin ağacının anavatanı Güney Ön Asya olarak kabul edilmektedir. Bölge, günümüzde Doğu Akdeniz ile ülkemiz sınırları içerisindeki Hatay, Gaziantep ve Kahramanmaraş dolaylarını kapsar.

“Bütün ağaçların ilkidir” denilen zeytinin, Anadolu’nun eski uygarlıklarından Hititler tarafından da yetiştiririldiğine dair önemli kanıtlar bulunmuştur.

Zeytin tüm semavi dinlerde adı geçen beş meyveden biri olup, bu meyveler incir, zeytin, hurma, üzüm ve nardır. Üzerine and içilen zeytin, Kuran-ı Kerim'deki dört surede toplam altı defa geçmektedir (Tin, Nur, En'am, Nahl).

Tevratta Nuh Tufanının ardından suların çekilip çekilmediğini anlamak için uçurulan güvercinin zeytin dalıyla dönmesi bir işaret olarak görüldüğünden, o günden beri “zeytin dalı” barışın sembolü olarak kabul edilmiştir.

Zeytin uzun ömürlü bir bitkidir. Bazı yörelerde yaklaşık 3000 yaşında zeytin ağaçlarına rastlanmıştır. Uzun yaşamasının sırrı, yapraklarındaki oleuropein maddesidir. Yine yapraklarından çıkan kalsiyum elenolaten, onu tüm zararlı bakteri, mantar ve dış etkenlerden korur. Yazları sıcak kışları ılıman iklimleri sevdiğinden, ülkemizde en çok Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgesi'nde bulunur.

Zeytin deyince zeytinyağını pas geçmek asla olmaz. Aslında zeytinin bunca övgüye layık görülmesindeki aslan payı ondan çıkan mucizevi yağa aittir. Kutsal kitaplarda bile övülen zeytinyağı, sağlıklı bir ömür vaat etmekle kalmıyor, insanlara güzellik de katıyor. Onun faydalarını bilenler, “Zeytinyağı olmasaydı, onu icat etmek zorunda kalırdık” diyen Prof. Rubio Viola'ya kolaylıkla hak vereceklerdir.

Zeytinyağının faydaları saymakla bitmez. Onun bir çok derde deva olduğu, uzun yıllardır bilinen bir gerçektir. Zeytinyağını bolca tüketen insanlarda, kalp damar hastalıklarının görülme riski oldukça düşüktür.

Bu mucizevi ürünün sağlık açısından faydalarını özetle sayacak olursak, zeytinyağı;

Kilo kaybını kolaylaştırır, metabolizmayı iyileştirir, sindirimi kolaylaştırır, cilt ve kalp sağlığını korur, yaşlanmayı geciktirir, safra taşlarını önler, hücre duvarlarını güçlendirir, kanser riskini azaltır.

Bütün bunların yanında, zeytinyağı birçok mutfak preparatları için temel bir madde olup, aynı zamanda çeşitli tıbbi amaçlara da hizmet eder.

Son olarak hatırlatmakta fayda var;

Nasıl ki her şeyin fazlası zarar, azı karar ise, zeytinyağının uzun süreli dahili ve harici kullanımı da faydadan çok zarar verebilir. Özellikle aşırı şekilde içilerek tüketilmesi, sindirim sisteminde olumsuz sonuçlara neden olur.

Esen Kalın...