Şu sıralar Salgın dolayısı ile her ne kadar iki kişinin bir araya gelip sohbet etmesi mümkün olmasa da var olan tüm iletişim kanallarının ana konusu Salgın ve salgından kurtulmanın yoları saatlerce konuşuluyor tartışılıyor.

Salgının hayatımıza girmesinden ve işin şakaya gelir tarafının olmadığının anlaşılmasından sonra en azından “Durumumuz nedir salgın bizim kapımızı da çalmış olabilirmi.? “sorusuna cevap bulunması adına bir anda durumundan kuşkulanan herkesin test yaptırması gereği ortaya çıktı.

Bizde öyle bir süreçte “durumumuz nedir.?” sorusuna cevap bulabilmek adına 20 Ekim 2020  tarihinde İlçe sağlık müdürlüğüne gidip test yaptırduk, 2 günlük bir beklemenin ardından cep telefonumuza gelen “Yüksel Ercan yaptırdığınız testin sonucu Negatif çıkmıştır, sağlıklı günler dileriz” mesajı görünce rahat bir nefes aldık.

Yaptırdığımız test sonucunun nefatif çıkmasından 25 gün sonra yani 15 Kasım tarihinde yurt dışından gelen misafirlerimiz ile sahil kenarına yemek yerken bir anda üşüdüğümüzü , terlediğimiz ve ataşlendiğimizi hissettiğimiz an bir hastane başhekimi dostumuzu arayıp “- Ağam bende bu tür emaraler var sanki soğuk almış durumdayım” dediğimde başhekim dostumuz “-Senin anlattığın emaralerin yolu koronaya çıkıyor, sen iyisimi yarın sabah vakit kaybetmeden bir test daha yaptır” cevabını verdi.

Ertesi sabah erken saatte yeniden İlçe sağlık müdürlüğünün yolunu tuttuk, Yaklaşık bir dakika süren işlemler sonrasında test sona erdi eve döndük “Korana bize bulaşmaz, semtimize bile uğrayamaz” diye düşürken birkaç saat sonra önce telefonumuza gelen “Yüksel Ercan bugün yaptırdığınız testin sonucu poitif çıkmıştır lütfen evden ayrılmayın ve görevli arkadaşlarımızın size ulaşmasını bekleyin” mesajı aldık.

Akşam saatlerine doğru elinde ilaçlar ile iki sağlık görevlisi kapıya dayandı “ Evde kaç kişisiniz.?” diye başlayan ve devam eden sorular sonrası Öğretmen olan eşimize “yarın sabah sana da çocuklara da test yaptıralım önümüzü görelim” dedikten sonra 10 günlük karantinaya başladık ertesi gün yapılan test sonunda eşimizin de pozitif çocukların negatif çıktığını öğrenince çocuklara “Siz diğer evde kalın bizde burada “dedik ve 10 gün sonra sağlıklı bir şekilde buluşmak üzere helalleştik.

Şükürler olsun ki 10 günlük karantina sürecini kazasız belasız ve hiç zorlanmadan atlattık, Sonrasında bu salgına karşı daha dayanıklı olmak adına aşı olmak için birkaç kez deneme yaptıysakta “ Sizin testiniz 15 kasım tarihinde pozitif çıkmış bu yüzden sistem altı ay geçmeden sizin aşı olmanıza izin vermiyor, altı ayın dolmasını bekleyeceksiniz” uyarısı alınca aşı zamanı gelinceye kadar hiç değilse etrafımızdaki güvenlik çemberini biraz daha sağlama alalım diyerek çift maske ile dolaşmaya başladık.

Ramazan bayramının ilk günü akşam saatlerine doğru elimizde telefon “bakalım bu kez sistem aşı randevusuna izin verecek mi.?” diye oyalanırken bir baktık ki e-nabızdaki kırmızı renk maviye dönmüş ve ilgili alana “Aşı randevusu alabilirsiniz” ibaresi gelmiş.

Daha önce pek çok hekim arkadaşımıza “hangi aşıyı uygulatalım.?” diye sorup çok büyük bir kısmından “Alman biontech” yaptır” uyarısını alınca anında “Biontech” kısmını tıkladık, hastaneden bayramın ikindi günü saat 12.20 için randevu aldık.

Bayramın ikinci günü hastanenin yolunu tutuk, ilgililerin verdiği formu doldurduk, Kimlik belgemiz ile bize ayrılan odaya girdik, kısa bir süre beklerken bizim gazeteci olduğumuzu bilen sağlık personelinden dakikalar içerisinde var olan tüm şikayetleri dinledikten sonra bir görevli “-Yüksel Bey siz şanslısınız bu akşama kadar tam üç yüz  aşı randevumuz var ama o kadar aşımız yok” dedikten sonra saniyeler içerisinde sol kolumuza aşıyı yaptı “lütfen 15 dakika bekleyin ondan sonra gidebilirsiniz” uyarısında bulundu.

15 dakika bekledikten sonra hastaneyi terk edip eve geldik aşı sonrası işin doğrusu hiçbir yan etki ile karşılaşmadık, şimdi 27 haziran sonrasındaki ikinci aşının uygulanmasını bekleyeceğiz.

Bizim korona sürecimiz bu şekilde gelişti, Bu yazıyı testi pozitif çıktıktan sonra aşı sürecine kadar olan gelişmelerin çok net bir şekilde anlaşılması için yazdık umarız süreci merak eden okuyucularımızın faydasına olur.

Ne diyordu KanuniOlmaya cihanda bir nefes sıhhat gibi”