35 Yıla yaklaşan gazetecilik hayatımız da yaptığımız, yazdığımız onca yorum, haberin birçoğunun toplumun can damarına basan haber ve yorumlar olduğunu övünerek değil, hak ederek söyleyebiliriz.
Bunu yaparken de ‘Falan dostumuz, filan babamız’ demeden yüreklice, çekinmeden, belden aşağı değil, üstü kapalı olarak hiç değil, olduğu gibi kamuoyunun gözü önüne serdik, seriyoruz...
Kamuoyunun gözü, kulağı, dili olarak adlandırılan, demokrasinin 4. kuvveti diye söylenen ama gazeteciliği gerektiği gibi elimizden geldiğince yaptık, yapmaya da devam ediyoruz.
Ancak bunu yaparken yaptığımız haber ve yorumların birçoğuna muhatap olanların Adalet karşısına çıkacağını boşuna bekledik, bekliyoruz.
Çünkü birçok konuda olduğu gibi Adalet sistemimizin de basın gibi çok özgür ve bağımsız olmadığını unuttuk.
Hep siyasilerin gölgesinde kaldığı ileri sürülen Adaletin önüne gelen iddiaları, ihbarları, hatta şikayetleri gerektiği gibi incelemediği, inceleyemediğine şahit olduk.
Ancak, tuz koksa da, Adaletin kokmamak için hep direndiğini ve bunun için mücadele veren savcıların, hakimlerin de olduğuna şahit olmadık değil.
Ama gönül isterdi ki; Basın, medya gibi daha özgür, daha bağımsız bir Adalet sisteminin olduğu bu ülkede iktidar temsilcilerinin 'Falanlar, filanlar, hatta terörist kebapçılar dış güçlerde, Alman Vakıflarından yardım alan gazeteler, belediyeler var..' diyerek ihbar ettiği gazeteciler, belediyeler gibi Ardahan Belediyesi hakkında çıkan iddialarda hemen göz altına alınıp, incelenip, araştırılıp, Adaletin terazisine konulsun.
İşte bugünkü; ‘Ardahan Belediyesi'nin 25 Yıldan Bu Zamana Kadar 3194 Sayılı İmar Kanunu'na ve Tekniğe Aykırı Olarak Yaptığı ve Yapmaya Devam Ettiği İşler ve Olaylar’, 'Yol ortasında inşaat' başlıklı onca haberlerimiz ve buna benzer birçok haberlerimiz/yorumlarımız bunu ister, Adaleti arar gibi.
Ben görmedim, acaba gören var mı Adalet teyzeyi değil, aranan Adaleti...