İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatime Yavuz, akciğer tutulumunun yaygınlığının kişiden kişiye değiştiğini belirterek, "Yaş, cinsiyet, altta yatan hastalık varlığı yaygınlık derecesini doğrudan etkilemektedir." ifadesini kullandı.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, Kovid-19 salgını, bugüne kadar görülmemiş bir viral pnömoni (zatüre) dalgasına neden oldu. En çok etkilenen kişiler; yaşlı erkek hastalar ve eşlik eden hipertansiyon, obezite ve diyabet hastalığı olan kişiler olarak belirlendi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen uzman Dr. Fatime Yavuz, "Hastalar belirtisiz taşıyıcılıktan zatürreye, solunum yetmezliğine kadar farklı tablolarda karşımıza çıkmaktadır. Kovid-19'da aynı zamanda kan koyulaşması ve pıhtı riski de anlamlı olarak artmıştır. Kişide pnömoni varsa Kovid-19 ağır hasta tanımlaması yapılmaktadır. Akciğer tutulumunun yaygınlığı kişiden kişiye değişmekte olup yaş, cinsiyet, altta yatan hastalık varlığı yaygınlık derecesini doğrudan etkilemektedir." ifadelerini kullandı.

Kovid-19 pnömonisinde akciğer tutulumunun genellikle iki taraflı ve çok sayıda odak halinde görüldüğünü aktaran Yavuz, şunları kaydetti:

"Belirtilerin başladığı ilk 4-5 günde akciğerde tek odak olarak başlayan lezyonların sayı ve büyüklüğü tedaviye geç başlanması durumunda 7-10 gün içinde artmaktadır. Bazen tedaviye zamanında başlansa bile yayılım görülmekte ancak iyileşme süreci daha hızlı ve çoğunlukla sekelsiz olmaktadır. Tedavide amaç hastanın solunum sıkıntısının giderilmesi, hastalığın yayılmasının yavaşlatılması/durdurulması veya en az hasarla iyileşmenin tamamlanmasıdır. Elimizde henüz uzun dönem verileri olmamakla beraber vakaların bir bölümünde, tedavinin 2. haftasında lezyonların gerilediği ve 6. hafta sonunda tamamen kaybolduğu izlenirken, bir bölümünde tamamen iyileşme sağlanamayıp akciğerde bant şeklinde 'atelektazi' dediğimiz büzüşmeler, alveol hasarları ve doku kayıpları görülmektedir."


- "Aşılamanın tüm bireylere erişmesi ile en az hasta, en az hasarı hedeflemeliyiz"


Uzman Dr. Fatime Yavuz, kimde hasar kalacağının, kimin tamamen iyileşeceğinin önceden tam olarak tespit edilemediğini vurguladı.

Yavuz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Zatürrenin yaygınlığı, kişinin yaşı, altta yatan kronik akciğer hastalık (KOAH, pulmoner fibrozis, bronşektazi...) varlığı, beraberinde bulunan immun sistemi baskılayan hastalıkların varlığı veya bu sistemi baskılayan ilaç kullanımı hasarlı iyileşme olasılığını artıran etkenlerdir. Kovid-19 sonrası uzun dönem akciğer fonksiyon kayıplarının en aza indirilmesi için tedavinin erken başlanması, tedavi sonrası kontrol süreçlerinin zamanında ve düzenli yapılması, gereğinde solunum fizyoterapisi (solunum egzersizleri) ve oksijen desteği verilmesi gerekmektedir. Uzun dönem verileri bizlere, daha neler yapabiliriz konusunda bilgiler sağlayacak olup bu dönemde aşılamanın tüm bireylere erişmesi ile en az hasta, en az hasarı hedeflemeliyiz."