Ardahan Hanaklı gazeteci/yazar Ümit Kaftancıoğlu'nun gelini olan Ordulu CHP İstanbul il Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu'nun hukuken il Başkanı olamayacağı şeklinde alınan karar üyeliğinin düşürülmesi ile resmen hayata geçti. 
Kaftancıoğlu'nun yıllar önce attığı twitleri dolayısıyla alınan bu karar kimilerine göre siyasi, kimilerine göre ise hukuken ilan edilmesinin ardından devam eden tartışmalar süredursun ben bu yazımda olayın başka bir yönüne bakacağım.
Yine hemşerim olan Gürsel Tekin'in ardından diğer bir CHP'li Milletvekilinin yani bir önceki eşinden boşanan CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Avukat Tuba Torun'un magazine konu olan ünlü dansıyla kendisinden kat kat küçük, CHP'li bir çalışan kadınla dünya evine girdiği şu günlerde yine CHP'li olan Bolu Belediye başkanının disipline sevk edildiği haberlerini alıyoruz.
AK Partili bakanların yanı sıra il ve ilçe Başkanlarını 657'ye tabi memur gibi atamalarla görevlendirdiği yönünde eleştiren ama kendisinin de delegenin karar vereceği kongrelere gitmeyip, parti içi demokrasiye izin vermediğini unutan aynı CHP, şimdi de İstanbul İl Başkanlığını kimin yöneteceğini tartışacak gibi.
Yani CHP'li Bolu Belediye Başkanını, karşı olduğu göçmenler ve birçok açıklamaları nedeniyle disipline sevk eden aynı CHP yine göçmenler konusunda genel başkanı ve partinin kozmik odasının açıklamalarıyla ters düşen Kaftancıoğlu'na "Haddini bil" demesi bekleniyormuşçasına parti genel merkezinin bu çıkışı ardından gelen jet mahkeme kararının saha dışına ittiği Kaftancıoğlu'nun yerine kimi atayacağı beklenmeye başlamıştır. 
Gerçi aynı CHP'nin yaşanan bu gelişme üzerine diğer il ve ilçe başkanlıkları gibi delege oyları ile değil de AK Parti gibi memur ataması şeklinde, bir ismi mi İstanbul CHP'nin başına getireceğini düşünüyorum. 
Kısacası İmamoğlu'nun Karadeniz gezisi ardından yaşanan parti içi gelişmeler ardından İmamoğlu susarken, Ulusalcı, Baykalcıların çok sevdiği (!) Kaftancıoğlu son olarak Maltepe mitinginde evden çıkan bir gelin gibi bizzat CHP'nin kozmik odasınca İstanbul'u kendisine kaybettirenlerin başında geldiğini saydığı iktidarında desteğiyle siyaset dışına yolcu edilmiş ve "Kaftancıoğlu gitti kaptan kim olacak? " sorusunu gündeme getirmiştir.