Sadece bugünlerde değil , dünya kuruldu kurulalı insanlar birbirini kandırıyor. Burada anlatmayı isteğim kandırılma meselesi bir kişinin bir diğerini yalan söyleyerek, yerine getirmeyeceği vaat ve amacına kullanması için kandırmasından bahsetmeyeceğim.

Elbette ki bu gibi kandırmaların kul hakkı oluşturduğu ve muhatabı haricinde asla affedilmeyeceği hususunu hafife almış değilim.

Kitlelerin , ve büyük toplumların top yekûn algılarını hedef alarak kandırılmaları çok büyük haksızlıktır. Bu şekilde toplumları etkileyerek amaçlarına alet eden her türlü çalışmaların sonuçları kullandıkları toplumları içinden çıkılamaz, geriye  dönülmesi çok maliyetli, zaman zaman iş işten geçmiş olmanın verdiği imkansızlıklara kadar götürebilmektedir.

Son yıllarda iletişim araçlarının daha fazla rahatça kullanılabilmesi nedeniyle  uluslar ve kıtalar arası mesafelerin kısalması sonrası her alanda inanılmaz algı ve Siyonist politikalar hedef kitlelere ulaşabilmektedir.

Başta eğitim, sağlık ,tarım ve ekonomi alanında son 50 yılın içerisinde çok büyük kandırılmalara şahit olmaktayız.

Yazıma biraz derinlik kazandırmadan derdimi anlatmada zorluk çekeceğimi düşünüyorum.

Onun için biraz geriye doğru giderek yaklaşık 180 yıl öncesinde 1839 Osmanlı anayasasının ilki olan Tanzimat İlanı ile ilk anayasamızın İngilizler tarafından Mehmet Reşat Paşaya yazdırılmış İngiliz kokan bir anayasa olduğunu söylemekte fayda var. Aslında 3. Selim ile ilk kez batılılaşmaya karar verdik(1789) Tanzimat ile Osmanlıya  uygun olmayan giysinin başımıza ne dertler açacağını bilmiyorduk.

İngiliz menşeili anayasamızın üzerinden 2 yıl geçmişti ki Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yı kışkırtarak nerdeyse İstanbul’a kadar ordusu ile gelmesinden ve aynı zamanda Rusya nında İstanbul’a yaklaşması  sonrası zor durumda olan Osmanlıyı, Rusya ya karşı korumuş gibi yaparak 1940 yılında Londra anlaşması ile Mısır’ı Osmanlıdan ayıran İngilizler, Osmanlının içine virüs gibi işlemeye başlamıştı.

İngiltere artık, Osmanlı hükümdarlığının asıl sahibi gibi davranmaya , etnik (Türk ,kürt,ermeni,rum) kökenleri bir taraftan ayırmak için kışkırtıp diğer taraftan yeni anayasalarımıza etnik kökenlerin haklarını artıran yeni haklar kazandırıyordu. Müslüman ve Türk artık kendi ülkesinde yönetim dahil tüm devlet hizmetlerini paylaşmaya başlamıştı.

Bugüne kadar bize asla kendi anayasamızı yaptırmayanlar sadece yönetimimize değil tüm eğitim sağlık tarım ekonomi ve diğer kalkınma hizmetlerimizi milli hedeflerimiz dorultusunda kullanmamızı engellediler.

Bunu zaman zaman batı hayranlığı zaman zaman batı gelişmişliği bazen de imkansızlık ve mecburiyetimizle yaptılar.

180 yıldır bu ülkenin kodlarını ve şifrelerini çözen elinde tutan batı içimizdeki adamları yada dışardaki güçlü varlıklarıyla bizim her türlü alanlarımıza istedikleri yasal düzenlemelerden, tüm hizmetlere kadar müdahale edebilmeyi başarabilmektedirler.

Milli eğitimimizi kontrol altında tutan Ful Bright  Vakfının ülkelerdeki eğitim komisyonları uzun yıllardır faaliyetlerine devam etmektedirler.

Müslüman ülkelerin başka büyük sorunlarından biride diğer semavi dinlerde bu denli asla olmayan ölçüdeki , ‘’din istismarı ve Allah ile kandırmak’’ modelidir.

En güçlü algıların uygulama alanı bulduğu manevi alanın derinliğini fırsat bilenlerin, din ile aldatılmaya , kandırılmaya  çok müsait olan yumuşak ve hoşgörülü kalplerin fethidir. Hep aldatılıyoruz ,kandırılıyoruz. !

Gelelim konu başlığımıza , nasıl kandırıldık?

2019 yılında çıkan covt 19 hastalığına karşı etkili olduğunu söyledikleri sıvı( aşı) nın bu günlerde tüm bilim çevrelerince aslında koruyuculuğu olmadığı , en azından koruyuculuğu tespit edilemeyen bir sıvı olduğu konuşulurken, özellikle mRna aşılarının vücutta olumsuz etkiler yaptığı söylenmektedir. Bunları okuyunca kafamda deli sorular oluşuyor.

 Hastalığın ilk başlarında tedavi diye yutturulan daha sonraları yavaş yavaş terkedilen 8 adet ilacın kullanılması sonrası kaç kişinin öldüğü, bu ilaçları almayan covit teşhisi konan kişilerin ne kadarının öldüğü gibi sorularla birlikte;

Covit ten ölen insanlarımızın kaç tanesi hastaneye gitmeden ölmüş ,kaç tanesi hastahanede  uygulanan tedavi sonrası ölmüş bu konuda resmi rakamlar neler?

Yine sıvı(aşı) olmuş kaç kişinin tekrar hasta olduğu yada aşı sonrası covit dışı hastalığa bağlı Kalp krizi ile öldüğü biliniyor.  

Bana göre kocaman bir aldatıldık, kandırıldık diyebiliriz.

Tarımda ve gıdada dünya üzerinde hakim olmaya çalışan güçlerin sabıkalarının olduğu dikkate alınınca acilen Milli Tarım politikalarının devreye alınıp fıtrata( bitki,hayvan ve insan fıtratı) uygun üretim yaptırılmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Yarın çok geç olduğunda eyvah demenin fayda etmeyeceğini düşündüğüm birkaç güncel algınında daha detaylıca ve Milli Şuur ile bilimselliği işleyebilen bilim insanlarımızın alacakları kararlara çok ihtiyacımız var. 

‘’Batı’’nın güncel ve baskıcı; geleceği dizayn eden neofütürist yaklaşımlarına ışık tutan İklim değişikliği, yapay et, metaverse çılgınlığı gibi bir çok cevapsız bırakılan soruların adresi sayılan batının dünyayı kontrol etme isteğine uygun amaçlarına algı oluşturan çalışmalarına son sürat devam etmektedir.  

Kandıran kandırana , aldatan aldatana dediğim gibi bireysel kandırmaları geçtim de!! 

Asıl mesele milletlerin kandırılması ..

Tüm sorumluluk yönetenlerde , yönetime aday olanlarda .

 Allah’ım umduklarımıza nail, korktuklarımızdan emin eyle.