Siyasi arenanın bir hayli hareketli olduğu, zaten hiç inanmadığım ve sadece gribal bir durum olduğunu, sağlık ve sanal lobilerince abartıldığı, iddiamı doğrulayan havaların iyiden iyiye ısınmasıyla IŞ-İT gibi bir anda ortadan kaybolan pandemi yasaklarının kalkıp, zaten durgun olan piyasanın canlandığı şu günlerde yıl boyu ara vermeden ziyaret edip hal hatırlarını soru,  fikirlerinden yararlandığım maddi ve manevi desteklerini gördüğüm iş insanlarımızdan ikisine yaptığım ziyarette konumuz bu ülkenin kardeşliğiydi.


80 milyonu aşan kardeşlerin birlik beraberlik içinde yaşaması için her kardeşe görev düştüğü konuşulan bu ziyaretlerimde, kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu ve birlikte hareketin, nasıl başarıyı getirdiğini bir kez daha anlarken benim kadar tez canlı, olması gerekenin anında olmasını isteyen kişiliğiyle bildiğim ve benim gibi bir dönemde STK başkanlığı yapan Sabri Yiğit ile abisi kadar hareketli, heyecanlı ve benim gibi yüksek sesli olmasa da, işinde birçok başarıya imza atan sakinliğiyle tanıdığım Hümmet Tatar kardeşlerin ailelerine, çevrelerine ve ülkelerine karşı olan sorumlulukları  kardeşliği daha da önemsetiyordu..


İş alanında birçok başarıya imza atan abisinin işlerine yardımcı olurken, “Milletvekili olmuşum” demeden ortaya koyduğu mütevaziliği ile abiliğe ve kardeşliğe karşı saygının ne olduğunu ve nasıl olması gerektiğini hal ve hareketleriyle ortaya koyup, anlatan Kars Eski Milletvekili Selami Yiğit ile başlayan günün ziyaretinde yakışıklı ikiz kardeşlerle de ülkenin önemli firmalarından olan Digicom da karşılaştım.


Onlarda Gold Gümrüklemeyi sırtlayan ve marka yapan Tatar ailesinin fertlerinden olan Sezer Tatar gibi babalarına, amcalarına omuz verip, işleri sırtlama çabalarını görünce iki veya üç ya da bin bir çiçeğe benzeyen 82 milyonun kardeşliğinin bu ülkenin sorun ve sıkıntılarının aşılmasında kardeşlik duygusunun şart olduğunu da bir kez daha hissediyordum. 


Çünkü yeter ki el ele verip, omuz omuza, 'Biz olmasak, kardeşliği yeşerten tarlamız olan, ülkemizde olmaz demek gerek..