İstanbul şehiriçi ulaşımının büyük ölçüde yükünü çeken tramvay sisteminin Çemberlitaş Divanyolundan geçen kısmında önemli bir özellik bulunmaktadır.

Hattın Çemberlitaş'daki 2. Mahmud türbesi önünden geçen yaklaşık 150 metrelik bölümünde, tramvay geçişlerinde fazla ses çıkmasın diye, raylara özel bir yalıtım uygulanmıştır.

Ayrıca, bu hatta seyahat eden tramvaylar tam bu noktaya geldiklerinde, yayaları uyarmak için düdük yerine (hattın sadece o bölgesine kurulmuş) özel bir ışıklı uyarı sisteminden yararlanırlar.

Bütün bunların sebebini merak ediyorsanız, lütfen yazımı okumaya devam edin...

Osmanlı Devleti`nin en sıkıntılı döneminde, her türlü muhalefet ve engellemeye rağmen, 33 yıl boyunca Devleti üstün bir siyasi taktikle idare eden (ve bazı densizlerin maksatlı olarak Kızıl Sultan dedikleri) II. Abdülhamid`in en büyük hayallerinden biri, Hicaz Demiryolu Projesini gerçekleştirmekti.

Bu demiryolu sayesinde Hicaz ile Yemen'e asker ve mühimmat sevkiyatı demir yoluyla yapılabilecek, Osmanlı'nın Arap Yatımadasındaki siyasi hakimiyeti pekiştirilecek ve o dönem büyük zorluklarla yapılabilen hac yolculuğu kolaylaşacaktı.

2. Abdülhamid'in hazırlattığı Hicaz Demiryolu Projesi, dönemin devlet erkanı, ülkedeki ihtisas sahibi insanlar ile (başta İngiltere olmak üzere) zamanın büyük devletlerince, gerçekleştirilmesi imkansız bir proje olarak görüldü. Bu düşüncede olanlara göre, maliyesi zor durumda olan Osmanlı için bu projenin gerçekleştirilme şansı sıfırdı. Fakat Abdülhamid Han siyasi dehasını kullanarak hareket eti ve İslam ülkelerine yardım çağrısında bulundu. Kısa sürede o kadar çok para toplandı ki, toplanan paraların miktarı proje maliyetini bile aştı.

Hazırlıklar tamamlanıp Demiryolunun inşasına başlanıldığında, Ulu Hakan'ın imanı ve Peygamber sevgisini gösteren pek çok harikulade hadise oldu. Bunların en önemlisi, rayların inşasında Medine'nin 20 km yakınına gelindiğinde gerçekleşti.

Sultan Abdülhamid tam o noktada, sırf Peygamber Efendimizin ruhaniyeti rahatsız olmasın diye, Medine`nin merkezine kadar olan raylara keçe döşenmesini ve böylece trenin raylar üzerinden geçerken çıkacağı seslerin engellenmesini istedi.

Ayrıca Medine tren İstasyonuʼnu da, aynı gayeyle Peygamberimizin kabrinin 2 km. uzağına inşa ettirdi.

İnşaat bittikten sonra ise, keçe ile döşenen rayların günün belli saatlerinde gülsuyu ile yıkanmasını emretti.

2. Abdülhamid'in Peygamber sevgisini gösteren bir başka icraatı ise, Hicaz Demiryolunun istasyonlarını, Sünnet-i Seniyye’ye uygun olması için, Peygamber Efendimiz’in seferlerinde konakladığı noktalara inşa ettirmesidir.

2. Abdülhamid'in yapmış olduğu bu hizmetler, Şair Nabi'nin;

Sakın terk-i edebden kûy-i Mahbûb-i Hüdâ’dır bu,

Nazargah-ı ilahidir, makam-ı Mustafa’dır bu!..

Yani, "Cenâb-ı Hakk’ın nazargâhı ve O’nun Sevgili Resûlü Hazret-i Muhammed Mustafâ’nın makamı ve beldesi olan bu yerde edebe riayetsizlikten sakın!..”  îkâzının adeta somut birer örneği gibidir...

2. Abdülhamit'e gelinceye kadar, Osmanlı Padişahlarının Peygamberimize olan hürmet ve sevgilerini gösteren pekçok örnek bulunmaktadır.

Bunlardan biri, Yavuz Sultan Selim'in Topkapı Sarayındaki kutsal emanetler bölümünde sürekli olarak Kuranı Kerim okunması için 39 hafız görevlendirmesi ve sarayda olduğu zamanlarda da 40'ıncı hafız olarak bizzat kendisinin Kuran-ı Kerim okumasıdır.

Ecdadımız, kutsal emanet odasına girip çıkarken sanki Peygamberimiz oradaymış gibi hürmet etmişler, odanın temizliği sırasında toplanan tozları pislik olarak görmeyip özel bir yerde toplamışlar, o tozları temizleyen süpürgeleri de atmayarak hürmetle saklamışlardır.

Bütün bu anlatılanlardan sonra, yazımın başında bahsettiğim, İstanbul Divanyolundaki rayların sessizleştirilmesinin nedenini tahmin ettiğinizi düşünüyorum.

Çünkü o bölgede, Ulu Hakan Cennet Mekan Sultan Abdülhamit Han yatmaktadır...

Üstad Hayati İnanç, 2016 yılında çıktığı bir televizyon programında yukarıda bahsettiğim Hicaz Demiryoluna ait yaşanmış hikayeyi anlatınca, bu hadiseden çok etkilenen zamanın Büyükşehir yöneticileri tarafından hemen harekete geçildi.

Yapılacak olan iş bellidir; Peygamberimize hürmet gösteren Ulu Hakan'ın mezarının da bulunduğu Divanyolundaki 2. Mahmud Türbesinin önündeki raylar, O'na hürmeten yalıtılacak ve o bölgeye ışıklı bir uyarı sistemi inşa edilecektir. Öyle de oldu...

Yani "Hürmet edene, hürmet edilir" sözü tezahür ettirildi...

Yüce Allah'ın, "Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" dediği Sevgili Peygamberimize ve (başta Ulu Hakan Abdülhamit Han olmak üzere) O'nu seven herkese selam olsun...

Esen Kalın...