1990’lı yıllarda rahmetli Süleyman Demirel muhalefette olduğu dönemde meclis bütçe görüşmelerinde konuşma yapıyor. XX. dönem (1991-1994) Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan kürsüde konuşan Süleyman Demirel’e sürekli oturduğu yerden lâf atıyor. Merhum Demirel’in bütçe konuşmaları meşhurdur. Hızlı, seri, yıpratıcı ve vurucu cümlelerle hitap ederdi. Korkmazcan’ın bu laf atışlarına sinirlendi ve ona dönerek: “Tabii ki hükümet olarak yaptığınız doğru işler de var, benim buradaki eleştirilerim daha çok ve daha iyi işler yapasınız diyedir.” diye cevap vermişti.

İktidarların muhalefeti sevmemelerini doğal karşılıyorum ancak, muhalefetsiz bir demokrasinin olamayacağının da en azından altını çizmemiz gerekir.

Her siyasi parti iktidar olmak ve ülkeyi yönetmek için kurulur. Ayrıca siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu böyle bilinmesine rağmen bir zamanlar(Rahmetli Başbuğ Alpaslan Türkeş döneminde) bünyesinde en fazla Ülkücü, inançlı, kararlı, yetişmiş vatansever kadrolar bulunduran Türkiye’nin en eski partilerinden MHP gibi bir partinin bugün AKP’nin icraatlarını desteklemekten başka hiçbir gaye ve amacı olmaması, bütün ülkücüler gibi beni de ziyadesi ile üzüyor.

Ayrıca Ak Partinin dahi muhalefet kanadına yapmadığı eleştirileri MHP’nin kraldan fazla kralcı konumunda muhalefetin muhalefete eleştirilerde bulunuyor olması anlaşılır gibi değil.

Televizyon karşısına geçen iktidar çevreleri ve yandaş yazarçizer takımı: “Muhalefet ancak yapılan her icraatı tenkit ediyor, hiçbir çözüm önerisinde bulunmuyor.” Sözleriyle sık sık karşı karşıya kalıyoruz.

Gerçekten öyle mi, muhalefet çözüm önerilerinde bulunmuyor mu, isterseniz hafızalarımızı biraz yoklayıp araştıralım.

Muhalefet çözüm önerilerinde bulunduğu gibi karanlıkta kalmış kara para aklama merkezi MAN ADASI yolsuzluk belgeleri gibi bilgileri de kamuoyuyla paylaşıyor ki, bilinmeyenler de bilinsin yapılan yolsuzluklar yapanın yanına kâr kalmasın.

Türkiye’de özellikle Partili Cumhurbaşkanlığına geçildikten sonra kurumlar ve kurallar ortadan kaldırıldı. Yapılan icraatların birçoğu padişahlık döneminde dahi bulunmayan yetkiye sahip tek adam ne emrederse onun dediği doğrultuda ilerliyor.

Ekonomik sorunlarımız, sınırlarımızdaki güvenlik sorunu, 10 milyona yakın sığınmacı meselesi gibi problemlerin hepsi devletin kurumlarının yok edilmesiyle meydana geldi.

Muhalefet sürekli şekilde bu yapılanların yanlış olduğunu dile getirmesine rağmen muhalefet çözüm üretmiyor sözü haksızlık değil mi?

2004 Yılında ordu içerisindeki FETÖ’cü yapılanmaya bizzat genelkurmay başkanı tarafından dikkat çekilmesine rağmen: “Komutan fazla abartıyorsun” denilmedi mi?

FETÖ Fethullahçı Terör Örgütünün meclisteki siyasi ayağının araştırılması için muhalefet tarafından kaç defa önerge verildi, kaç defa tartışma açıldı ama her defasında verilen bu önergeler MHP ve AKP milletvekillerince reddedildi.

Ama verilen önergelerin reddedildiği yetmezmiş gibi Cumhur Ortakları tarafından muhalefet milletvekilleri FETÖ’cü suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.

Emeklilere Bayram Harçlığı verilmesi, EYT kanununun biran evvel gündeme alınması, polis ve öğretmenlerin ek göstergelerinin yükseltilmesi, özellikle okula giden çocuklara iki öğün yemek verilmesi gibi önerilere baştan şiddetle karşı çıkmalarına rağmen sıkıştıklarında bir kısmını kabul ettiler.

Ama gerçek olan bir şey var ki, taşıma su ile değirmenin dönmeyeceği aşikâr olarak görülüyor ve Türkiye bu şekilde yönetilemiyor. 2023 seçimlerinde iktidar değişir ve tekrar kurumlar ve kurallarıyla yönetecek bir iktidar geldiğinde Türk Milleti olarak içeride ve dışarıda bulunduğumuz sıkıntılardan biran önce kurtulmuş oluruz.

Sağlıkla kalınız.