Önümüzdeki pazar günü, İstanbul Şişli'de yapılacak olan Ardahan Dernekler Federasyonu (ARDAFED) başkanlığına yeniden aday olduğumu açıklayıp, kongre öncesi yaşananları anlatmaya çalıştığım, 'Sarı Öküz, Sahte Aslanlar, Asıl Çakallar!' başlıklı yazımı anlamayanların başında öğretmenlik yaptığını iddia eden biri başta olmak üzere bazılarının anlamadığı gibi sanki o anlaşılmayan yazıda ben Ardahan'lılara hakaret etmişim gibi bir algı yaratılmış.Oysa Ardahan Sevdası ve Ardahanlılar benim gönlümün baş köşesindedir.  

Ülkede eğitimin bugün neden içler acısı halde olduğunu daha iyi anlıyorum.


Çünkü tüm dünya tarafından bilinen Sarı Öküz örneğinde "Böl, parçala, yönet" denmek istendiğini anlamayan öğretmen kılıklı boz öküz yani eğitimin bu hallerde olmasına neden olanların başında gelen sözüm ona öğretmen olarak tanınan ama öğretmenlikten uzak işlerle tüccarlık, bakkallık, imamlık, hatta muhtar azası, çok bilen sözde öğretmen olan, okulların açık olduğu dönemlerde nasıl eğitim verdiğini de ortaya koymakta.


Evet yeniden aday olduğum ARDAFED Başkanlığımda onca derse rağmen benden hep eksi puan alan bu boz öküzün o yazımı yeniden okumasını ve anlayıp, yaptıkları adi yorum dolayısıyla benden ve Ardahanlılardan özür dilemesini beklerken asıl konumuza eğitim/öğretimin verildiği okullara ve ülkede ki eğitim durumuna gelelim derim..


Hala inanmadığım ve aşı olanların ölenler arasında olup, olmadığı açıklanamayan ama "Aşı olmadı böyle oldu.." şeklindeki hazır ve mankenli haberlerin pompalandığı korona virüsü nedeniyle yaklaşık iki yıldır yüz yüze eğitimin yapılamadığı ülkede yeni bakanla yeniden başlayacak olan yüz yüze eğitim/öğretimin ne halde olduğu bilinse de velilerin 'bir umut' diyerek okula gönderdikleri çocuklarının arkadaşlarıyla bir araya gelmesine sevinseler de aslında şaşırmış durumdalar.


Bunun nedeni; Bir taraftan "Acaba çocuğuma virüs bulaşır mı? " korku ve şüphesi diğer taraftan "Acaba çocuğumun ihtiyacını karşılayabilecek miyim? "düşüncesi içinde olmalarıdır.


Başkan Erdoğan'ın imamı yanına alarak askeri okuldan çıkıp, hâkim, savcılarla birlikte ettiği dualarla kurtarmaya çalıştığı ülkenin ana sorunlarından birisi olan eğitimin yap- boz tahtasına döndürülerek bir türlü düzeltilemediğini kendisi de kabul etmekte...


Ve 20 yıldır ant okunsun mu, okunmasın mı sorusunun içinden çıkılamadığı da bir gerçek.


Üniversitelerin lise, liselerin ise 6. torun Rüzgar'ın da merhaba dediği ilk öğretim seviyesinde eğitim verdiği belirtilen ülkede yüz yüze, göz göze hatta diş dişe var olan onca sorunda eğitim gibi çözüm bekler. Neyse diplomalı işçi ordusunun iş bulma adına kollarının altında taşıdıkları üniversite diplomasıyla bekçiliğe razı olup, aldıkları eğitimi değil, ekmek bulma derdine düştükleri ülkede okullar açılıyormuş hem de kimsenin kimseye bakmadığı  yüz yüze eğitimle...