12 Eylül Cuntasının  yıl dönümünde yapılacak olan Ardahan Dernekler Federasyonu kongresinin neden bugüne getirildiğini düşünürken bugünkü yazımı hep anlatılan ama bir türlü ders alınmayan bir meseleyle gündemle de süsleyip, bir de ben anlatmak istedim.
Anlatmadan önce ARDAFED Kongresi öncesi ve sonrası yaşanacaklar sanki aşağıdakileri  anlatıyor, gösteriyor gibi görünse de Sarı öküzün Aslan'la değil, aslında çakallara karşı bir kez daha direndiğini de görmenizi istiyorum.
Ve asıl Aslanın kim olduğunu ve Öküzün en değerli yerinin ne kadar büyük olduğu ve kimi, kimleri tartacağını görmek için az bir zaman kaldı, hem de darbenin bir kez daha hatırlanacağı bir günde derim...
Çünkü bu kongre öncesi hedefin ve sıranın sadece sarı öküz de değil, asıl sıranın anlamaz öküzlere geldiğini görüyor ve başta dernek başkanları ve delegeleri olmak üzere toplum olarak gerek bu ülkede gerekse ARDAFED Kongresi öncesi yaşananları sarı öküz hikayesine benzetiyorum.
Şimdi her öküze pardon, tek tek sarı öküzü teslim edenlere yani her kes için geçerli olan meseleye gelelim...
Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. 
Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş.
Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
 
"SUÇ HEP O SARI ÖKÜZ''DE..."
 Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz''ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
 
"AFERİN SİZİ KUTLARIZ!"
 Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk''u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
 
"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"
 Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar.
Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
Evet ey Sayın Sarı, Boz öküzler ve Aslan görünümlü Çakallar!..
Eylül de gel parçasına can veren sözlerini sesli olmazsa da yazılı olarak burada sunarak diyorum ki; Yeter ki sen Eylül'de, 12'sinde yapılacak olan ARDAFED kongresine gellll..
Eylü'de gel ...Tatil geldiği zaman, Ağlarım ben inan.. Gidiyorsun işte Arkana bakmadan.. Nasıl geçer bu yaz, Ne olur bana yaz? Sen, sen, sen Sen bir ömre bedel.. Yok, yok, yok Gitme, gitme gel... Eylül'de gel Eylül'de gel Eylül'de gel.. Okul yolu sensiz, Ölüm kadar sessiz.. Geçtim o yoldan dün, İçim doldu hüzün.. Yapraklar solarken, Adını anarken.. Bekletme ne olur, Gelmek zamanı gel.. Yok, yok, yok.. Gitme, gitme gel Eylül'de gel.. Eylül'de gel, Eylül'de gel, Eylül'de gel.. Eylül'de okul yoluna Konuşmadan yürüyelim.. Gireyim koluna, Görenler dönmüş, Hem de mutlu diyecekler.. Ağaçlar sevinçten başımıza Konfet gibi yaprak dökülecekler Yaprak dökecekler Yaprak dökecekler...
Yeter ki sen gel, Eylül'de, 12'sinde ARDAFED kongresine gel..