Meslektaşım Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü günlerde yapılan kınama eylemlerinin ilkini Ardahan'da gerçekleştirirken bu eylemde yaptığım konuşmamı uzakta dinleyen zamanın İmam Hatip Müdürlerinden ve Feto çetesinin Ardahan'a yerleşmesinde büyük rol oynayan kişi ders verdiği öğrencilere, 'Fakir Yılmaz ve onun gibilerinin paslı bıçakla boğazlanmasının vacip olduğunu' dediğini yıllar sonra tanıştığım ve yanımda yetişen, bugün Ardahan'ın tanınan gazetecilerinden biri olan Özkan Karakaya bana muhabirlik yaptığı sırada ve beni iyice tanıdıktan sonra anlattığında şok olmuştum..
Ve bunun üzerine Türkiye'de ki Feto tehlikesini sık sık yazanlar arasında yer alan bir gazeteci olarak bu konuda birçok yazı, haberler yazdım, yazmaya da devam ediyorum...
Yani ısrarla o günlerde olduğu gibi bugün de devletin haber ajanlarına sızanları ve yılın fotoğrafı diye imza atanların hala onları görememelerini, siyaset adı altında Ardahan'da yurtlar açıp, bugün tutuklanmaya başlayanları yetişmesine katkı sunanları yazmaya anlatmaya devam ediyorum.
Çünkü Feto ve fetocuların başta devletin olmak üzere bu ülkenin en ince damarına kadar sızdığını mevcut iktidar anlasa da temizlemekten bir hayli zorlandığına da şahit olmaktayız.
Ve en son Ardahan'ı ziyaret eden devlet yetkililerini takip edenlerin başında gelenlerin hala memlekette ajans, muhabir ya da ajan, muhbir olduklarının da ve fark edilmediğini de..
Neyse defalarca dikkat çektiğim bunları görmek istemeyenlerin günahı boyunlarına diyerek asıl konuma, feto ile fotoğrafları olanların hala Ardahan'da siyaset yapmaya çalıştıklarına, fetonun bürolarında yetişenlere gelmek istiyorum.
İyi bir ulusalcı ailenin çocuğu olduğuna inandığım ve Ardahan'a hizmetleri inkâr edilemeyecek olan Ardahan Belediye Başkanının Vekilliğine, iktidar partisinin Merkez İlçe Başkanlığına kadar uzanmayı başaranların bugün Fetocu olarak tutuklanırlarken onları oralara taşıyan/ların neden hala Ardahan'da siyaset yapma imkânı bulduğunu da sorgulamak gerekmez mi?
Peki km mi bunlar, onlar?
Bilmem ama 'her seçim döneminde Ardahanlının omuzlarına binip, siyaset yapanlara sıra gelecek mi?' diye bir soru daha sorup, gerisini bu ülkenin, haber ajanlarının ana damarlarının içinde kendilerini saklayanları kim, hangi yetkili, savcı bulup çıkaracak o günleri bekleyelim derim...