Kumar, hayatın her alanında zaman zaman bilerek, zaman zaman da bilmeyerek oynanan bir oyundur. İnsanlar bunu kendi tercihleriyle yaparlar. Ancak, bu oyun çoğu kez insanları yakar, hayalleri ve yuvaları yıkar.

     Evet, kumar yukarıda tanımı yapıldığı üzere insanlar bir oyun oynarlar ve bu oyunun sonunda da çoğunlukla maddi ve manevi yıkımlara uğrarlar. Kumar, aynı zamanda bu yıkıcı özelliğinden olsa gerek ki devlet tarafından çıkarılan yasalarla yasaklanmıştır. Yasaklanmasına yasaklanmıştır ama bu yasağa uymayan çok sayıda insan vardır. Gizli saklı bu oyunları oynarlar. Eğer ki bu oyun oynandığında kolluk kuvvetleri bilgilendirilirse oyuna müdahale edilir ve ilgili kişi ve mekânlara gerekli cezalar kesilir. Buraya kadar her şey normal seyrindedir.

     Şimdi, ülkemizde ki durumu inceliyor ve takip ediyoruz. Sonuca baktığımız da durum fena değil. Yasa dışı her alanda olduğu gibi bu yasa dışı alanda da devletin mücadelesi sürüyor. Fakat devletin mücadele etmediği hatta yasal olarak oynattığı şans oyunları dediğimiz bir kumar türü daha var ki, hepsinden daha yıkıcı ve acı verici bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Neymiş bu durum bir bakalım.

Güya şans oyunuymuş.

Şans oyunu illa maddi mi olur?

Şans oyununun yıkıcı ve yakıcı bir etkisi olabilir mi?

Şans oyunlarıyla hayaller ve yuvalar yıkılabilir mi?

Şans oyunlarıyla hayatlar yok olabilir mi?

Şans oyunlarıyla intiharlar gerçekleşebilir mi?

Daha onlarca soru sıralanabilir bu konuda.

     Evet, bu soruların hepsinin bir karşılığı var. Hem de olumsuz anlamda bir karşılığı var. Hepsine verilen yanıt evet olarak karşımıza çıkmaktadır. O zaman ne oluyor. Devlet eliyle hatta yasalarla koruma altına alınarak insanlar kumar oynatılıyorlar. Devletin kişilerle ve küçük esnafla kumara karşı verdiği mücadeleyi, şans oyunları adı altında oynatılan büyük kumar merkezleriyle de mücadele etmesini beklemek haksızlık olmasa gerek.

     Milli piyango biletleri, at yarışları, şans topu, sayısal loto, süper loto, on numara, kazı kazan ve iddaa gibi oyunların toplumsal ahlak sorunu yarattığını, insanların dürüstlüğünü, insanların maddi yıkımlarını, sırf maddi kayıplara uğradığı için intiharlara neden olduğunu, yuvalarının yıkıldığını, çoluk çocuklarının perişan olduklarını, tefecilerin ve mafyanın eline düştüklerini, kandırılıp dolandırıldıklarını duymayan, görmeyen ve bilmeyen hiçbir vatandaşın olmadığını söylemek yanlış olmaz.

     Ayrıca, son yıllarda ortaya çıkan kripto paralar, bitcoin, altkoin, altın, döviz vb… bir sürü kandırma yatırım araçları da insanların evlerini, araçlarını, tüm varlıklarını satmalarına neden olmaktadır. Hatta bu nedenle kredi kullanarak borçlananlar yaşamlarına son verdikleri gibi ailelerini de dağıtabiliyorlar. Bu sistemlerin tümü kolay yoldan para kazanmak arzusunu ve hazzını oluşturduğu gibi bağımlı duruma geliyorlar. Bu bağımlılık öyle böyle bir bağımlılık değil. Gece gündüz demeden aynı zamanda teknolojik bağımlılıkla da birleşerek hayatı insanlara zehir etmektedir. Devletimizin çok acil bir şekilde bu olumsuz ruh sağlığı, psikolojik, sosyal ve ekonomik bozulmaya dur demesi gerekmektedir.

     Şimdi bu durumu bildiğimizde devletimizin bu sosyal, kültürel, ekonomik ve ahlaksal travmaya dur demesi gerekmez mi? Sırf vergi geliri elde etmek uğruna bu durumları görmezden gelemez. Yasal olarak gerekli düzenlemeleri yapmanın hiç de zor olmaması gerek. Sırf şu yasal kumar oyunları yüzünden bir iki aylık evliliklerin ayrılmalarla sonuçlanmış olmasının hiç mi önemi yoktur?

     Ülkemizde bir yönüyle faizin bile tartışıldığı, haram fikrinin konuşulduğu bir zamanda şans oyunları adı altında resmen oynatılan kumarın neden tartışılmadığını anlamak ta mümkün değil. Hele ki son yıllarda bu şans oyunlarının gerçekte de doğru oynatılmadığı, hatta belli yerlere aktarıldığı gündeme oturmuşken kimsenin bu durum karşısında en ufak bir çaba sarf etmemesi yadırganmalıdır. Devletimizin bir an önce taraf olarak ülkemizdeki bu sosyal ve ekonomik travmadan insanlarımızı bir an önce kurtarılması gerekmektedir.