Geçtiğimiz hafta anayasa değişikliği ile ilgili AK Parti heyetinin HDP’yi ziyaret emesi sonucu dün MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin bu görüşmeyi son derece normal bir siyasi ziyaret olarak değerlendirmesi Türk siyasetinde yeni bir sahife açılmasına vesile oldu.

Ortaya çıkan bu tablo rahmetli Süleyman Demirel’in “Dün dündür bugün de bugündür” söyleminin ne kadar gerçekçi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Ortaya çıkan bu yeni siyaset tarzının kime yarayıp kime yaramayacağı ile ilgili sonucun ortaya çıkacağı yer bilindiği gibi sandıktır, en geç gelecek yıl haziran ayında seçmenin önüne gelecek olan sandıkta yeni siyaset tarzının yansımalarını direk olarak göreceğiz.

Ortaya çıkan netice çok net bir şekilde anlaşılacağı gibi şu an yönetimde bulunan Cumhur ittifakının iktidarının devam etmesi adına var olan tüm manevraları denediğini , Muhalefette bulunan ve amacı iktidara gelmek olan Millet ittifakının da iktidar için lazım olan yüzde 50.1 oyu alabilmek adına yapılması gerekenlerdir.

Kendisini Cumhur ittifakı içerisinde konumlandıran MHP tarafından AK Parti ile HDP’nin görüşmesi son derece sert bir şekilde eleştirmesi beklenirken Devlet Bahçeli’nin Cumhur ittifakına zarar vermeyecek bir açıklama yapması muhalefet partileri tarafından yadırganmış olarak görülüyor.

Ancak hafızamızı biraz zorlayıp 31 mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimin birkaç gün öncesini hatırladığımızda bugün yapılan açıklamaların da son derece normal olduğu gerçeği ile yüz yüze gelmiş olacağız.

Ortaya çıkan tablo şu an iktidarda bulunan Cumhur ittifakının şartlar ne olursa olsun her türlü tavizi vererek iktidarını bir dönem daha devam ettirmesi noktasında yaptığı çalışmalar olarak kabul edilecektir.

Millet ittifakına mensup siyasi partilerin dün itibarı ile ortaya çıkan bu yeni siyaset tarzını nasıl değerlendirecekleri herkes tarafından merak içerisinde bekleniyor.

Aylardır bir arada siyasi çalışmalar yapan altılı masaya mensup siyasi partilerin oluşumunu sürekli “Yedinci parti masanın altında oda HDP” diyerek köşeye sıkıştıran Cumhur ittifakının bir anda Anayasa değişikliği adına hiçbir şey olmamış gibi HDP ile görüşmesi ve bu görüşmeye son derece sert tepki vermesi beklenilen HDP’nin de rıza göstermesi yukarıda da belirttiğimiz gibi yeni bir siyaset tarzının başlangıcının ilk habercisi gibi duruyor.

Önümüzdeki günlerde anlatmaya çalıştığımız bu yeni siyaset tarzının 84 milyon vatandaşımıza yansımasını daha net bir şekilde anlamaya ve anladıktan sonra da var olan siyasete olan faydasını yada zararını hesap etmeye başlayacağız.

Bu yeni siyaset tarzının kime zarar kime fayda getireceğini bilmemiz şu aşamada zor ancak hepimizin son derece net bir şekilde kabul etmemiz gereken bir hadise var.

Türkiye’de artık siyaset eskisi gibi olmayacak.

İnanmayan beklesin görsün.