Gece saat kaç bakmadım, art arda gelen mesajlarda bir hemşerim ve okurumun eline aldığı cep telefonu ile gazeteciliğe soyunup uzun süredir uzak kaldığım Ardahan'ın köylerinde yaşanan sorunları bana 'Gazeteci bunları, bu yaşananları niye yazmıyor, neden gündeme taşımıyorsunuz?' diyordu.
Cep telefonumun hafızasını dolduran onca ve görüntüyü izleyip, bakarken o özlediğim yollarda acaba kaç kez geçtiğimi düşünüyor ve kaç kez haber yaptığımı saymaya çalışırken yeğenim Hüseyin'in metropolün asfaltlı yollarından bize misafirliğe gelirken 'Yaz gazeteci' türküsüyle süsleyip, bana attığı görüntüyü de hatırlayıp, o görüntüyü paylaşırken altına yazdığım mesajın ne olduğunda bakıyordum.
Evet, şu an türkücü birinin Belediye Başkanlığını yaptığı, bir türkücünün futbol takımına başkan olmaya çalıştığı Ardahan'ın 'Ardahan'ın yollarında Güller açar bağlarında...' türküsüne kaynak olan o gülleri ve yolları 53 yaşına gelmiş biri olarak hiç görmedim desem inanın..
Çünkü yollarında gül değil hep çukur, çamur gören bir gazeteci olarak o türkünün ne zaman yazıldığını da bana düşündüren Ardahan'ın yollarının durumunu ortaya koyan onca fotoğraf ve görüntüye bakıp, ilk görüntüyü 'Ardahan'da her yol bozuk' başlığı ile  YouTube ArdahanTV ve instagram sayfamda hemen paylaştım.
Ve haberini de hazırlanırken geçtiğimiz gün yapılan Canibeg Yayla Şenliğine giden Vali, Vekil ve bu festival, şenlikler üzerinde iş yapıyorlarmış gibi bol bol selfie çeken STK başkanlarının yolu kesen Göle ilçesine bağlı Günorta köylülerinin bozuk, tozlu yolunun yapılıp, yapılmadığında merak edip, en son gelen mesaja yeniden dönüp, onca fotoğraf ve görüntünün altına düşen notu okumaya başladım.
O notta; 'Ardahan'ın Hanak ilçesine bağlı ve yolları bir hayli bozuk olan yolların köylerin isimleri ve bu köylerin yayla yolları da bozuk' notu ile bana gönderilen ve bu köylerin Koyunpınar, Çavdarlı, Serin kuyu, Çiçekli Dağ, Aşağı Karakale, Yukarı Karakale, Çat, Aşağı Aydere ve Yukarı Aydere olduğunu belirtenin Ardahan Hanak Çiçekli Dağ Köyü Dernek Başkanı Halim Yılmaz'ın olduğunu görürken aynı zamanda iş insanı olan ve yaz tatili için köyüne giden bir insanın, stk başkanının duyarlı olduğunda ortaya koymaktaydı.
Türkiye'nin Kafkasya'ya sınır olan ve Ermenistan ile Gürcistan'a komşu olan Ardahan'ın köy yolları gibi uçakta inmeyen Cumhurbaşkanının yönettiği bu ülkede onca yayla yolları gibi 20 yıldan fazladır bölünüp, yapılamayan Göle-Ardahan, Ardahan-Hanak, Ardahan-Çıldır, Ardahan-Damal ve Posof yollarının yanı sıra şehirler arası yollarında da güller açmadığını tam söyleyip, yazımı bitirirken torun Dağhan'ım da benim bugünkü yazımda ne yazdığımı sezmişçesine birazda dedesinin özlemi ile hazırladığı klipi gönderiyordu.
Onca bozuk yollardan fotoğraflar, görüntüler atanlar gibi oda WhatsApp'tan hazırladığı klipi bana gönderiyordu, 'Dede sen gazetecisin yazacaksın tabi..' dercesine..
Torun Dağhan'ın, yeğenim Hüseyin'in birkaç gün önce gönderdiği klibe eklediği, 'Aman gazeteci gel bizim köye, bizim halleri de yaz.. Şehirdeki ojeli parmakları yazma birde bizim köyde nasırlanmış elleri de yaz gazeteci, yaz gazeteci yaz..' türküsünü gazeteci dedesinin fotoğrafları ile süslediği fotoğraflara eklemesi de sanki bir tesadüf değil, bölgenin, ülkenin sorunlarının sezgisiydi..
Bende, bu son gelen ve gülsüz kalan ay yüzlü değil, Mars yüzlü yolları anlatan bu 4, 5 mesaj ardından 35 yıldır yazdığım gibi yollarından gül açmayan Ardahan'ın yollarını bir kez daha yazdım, ilgili, ilgisizlere bıraktım diyerek..