Toplumun değişik kesimlerinde yer alan vatandaşlardan Türkiye'nin en önemli sorunlarını saymalarını isteseniz pek çok farklı cevap alabilirsiniz. Fakat, hiç şüphesiz ki hepsinin cevaplarındaki tek ortak nokta hayat pahalılığı, fiyatlardaki artış, ya da kısaca "enflasyon" olacaktır.

Üniversitede iken iktisat hocamız, makul seviyedeki enflasyonun zararsız, hatta ekonomi için faydalı bile olabileceğini söylemişti. Makul seviye ise yüzde 3'e kadar olan enflasyon demektir. Bugün ülkemizde resmi rakamlara göre yüzde seksenleri bulan, fakat reel manada yüzde ikiyüzleri bile aşan bir enflasyonla karşı karşıyayız. Pek tabidir ki böyle bir enflasyonun ekonomi açısından sürdürülebilirliği mümkün değildir.

İçinde bulunduğumuz süreçte fiyat artışlarına yetişmek, bütçeyi ayarlamak ve en kötüsü de geleceğe yönelik öngörüde bulunmak mümkün değil.

Enflasyon deyip geçmemek lazım;

• Enflasyon demek yaşam maliyetinin artması demektir.

• Enflasyon demek, tüketim malları sepetinin küçülmesi demektir.

• Enflasyon demek, ekonomik büyümenin yavaşlaması, dış ticaret ve rekabet dengesinin bozulması demektir.

• Enflasyon demek, belirsizlik demektir. Enflasyonist ortamda gelecek endişesi başgösterir ve yatırımcılar uzun vadeli kararlar almaktan kaçınırlar.

• Enflasyon demek, yatırımların yavaşlaması ve hatta durması demektir. Bu dönemde yatırımlar döviz, altın veya gayrimenkul gibi üretken olmayan alanlara yönelir.

• Enflasyon demek, gelir dağılımının bozulması ve sosyal adaletsizliğin artması demektir. Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde dar gelirli kesim ile varlıklı kesim arasındaki fark gittikçe büyür, orta gelirliler sınıfı kaybolur.

• Enflasyon demek, ekonomiyi yönetenlere duyulan güvenin sarsılması demektir.

Bütün bu saydıklarımın, yüksek enflasyonun yıkıcı etkilerinden ve yarattığı hasarlardan sadece bazıları olduğunu söylemem gerekir.

Peki, enflasyon bireylere ve topluma sadece ekonomik açıdan mı zarar verir?

Keşke öyle olsaydı...

Enflasyonun ekonomik tahribatından daha vahim olanı, ahlak ve kültürel değerler üzerinde yaptığı tahribatdır.

İşler yolunda olduğunda herkes ahlaklı ve dürüst iken, ne yazıktır ki işler bozulduğunda ahlak ve edep sükut etmekte. Enflasyon canavarı sadece piyasaları değil, malesef ahlakı da bozmakta.

Borcu olan artık borcunu ödeyemez, alacağı olan da alacağını alamaz hale geldi. Hırsızlık, soygun, yalan ve fuhuşa kadar bütün kötülükler ne yazık ki tüm zamanların zirvesinde.

Artık en yakın arkadaş, akraba ve dostlar bile borçlanma konusunda birbirine güvenmemekte. Enflasyon, sadece bireylerin birbirine olan güvenini azaltmakla kalmayıp, yönetime olan güveni de sarsmaktadır.

Enflasyonist ortamda iyice fakirleşen insanlar, belli bir süre sonra ahlak dışı kazançların peşine düşerler.

Mesela, nikahsız yaşayıp çift maaş almaya çalışırlar...

Ekip biçmedikleri dağ başındaki çorak tarlaları için tarımsal destek ya da teşvik paraları alırlar...

Hayvancılık kredisi alabilmek için köydeki 50-60 hayvanı o damdan bu dama gezdirirler...

İş görebilir oldukları halde, alavere dalaverelerle engellilik seviyelerini yükseltip engelli maaşı alırlar...

Kendilerini doğurup büyüten ve adam eden anne ve babalarına bakma karşılığında maaş almanın hesaplarını yaparlar...

Ekonomist, yazar ve akademisyen Prof. Dr. Emre Alkin'e göre, eğer bir ülkede yüksek enflasyon varsa, bu sadece teknik bir sorun değil, aynı zamanda ahlaki bir sorundur.

Bir diğer ekonomist Şeref Oğuz da, "Enflasyon, ahlaki çözülmeyi tetikleyen ve toplumu çürüten bir olgudur. Hele ki yüksek enflasyon, bir ulusa, hezimetle biten meydan savaşından daha büyük zarar verir" demektedir.

Peki, ekonomik bozulma ya da enflasyon sadece fakirlerin ahlakını mı bozar?

Belki katılmayacaksınız ama, enflasyonist ortamda daha da zenginleşen ve paralarına para katan zenginler, gariptir ki ahlaken fakirlerden daha fazla azgınlaşıyorlar. Kazandıkça daha fazla harcıyorlar, harcadıkça da doyumsuzlaşıyorlar. Doyumun olmadığı yerde de ahlaki zaafiyetler başlıyor. Modernite adı altında ahlaksızlıklarına ahlaksızlık katıyorlar.

Yazımın bu noktasına kadar, enflasyonun ahlak üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsettim. Yüksek enflasyonun en olumsuz etkilerinden birinin ahlaksızlığı artırdığını anlatmaya çalıştım. Fakat bazılarına göre bu iddia doğru olmayıp, tam tersine, ticari ahlaksızlık enflasyona ve kötü ekonomiye sebeptir.

Günümüzdeki stokçulara, fiyatları suni olarak artırıp yüksek kar peşinde koşanlara ve sattıkları ürünlerde hile yapanlara bakılırsa, ahlaksızlığın enflasyona sebep olduğu tezine de katılmamak mümkün değil...

Esen Kalın...