03 Kasım 2002 tarihinde iktidara gelen AK Parti öncesini tekrar tekrar hatırlatmaya gerek yok zaten seçmenin çok büyük bir kısmı da siyaset konuşurken AK Parti iktidarının öncesini yada sonrasını anlatmaktan başka çare bulamıyor.

03 Kasım 2002’den 2019 tarihinde yapılan yerel seçime kadar şu an Cumhurbaşkanlığı koltuğunda bulunan Recep Tayyip Erdoğan karşısında galip gelen siyasetçi olmadı ta ki Ekrem İmamoğlu siyaset sahnesine çıkıncaya kadar.

Tayyip Erdoğan’ın girdiği her seçimi kazanmasına rağmen karşısında sürekli yenilgi alan başta Kemal Kılıçtaroğlu ve Devlet Bahçeli olmak üzere var olan siyasi partilerin genel başkanları “Seçmen 3-4 seçimdir istemiyor o halde koltuğu bu işi bizden daha iyi başaracak isimlere bırakalım” şeklinde asla düşünmediler.

Tayyip Erdoğan’ın karizması ile devam eden siyaset hatırlanacağı gibi olaylı MHP kongresi sonucu partiden ayrılan Meral Akşener ve arkadaşlarının kurduğu İYİ parti, sayesinde en azından bir nefes alma imkanı bulmuştu.

2018 yılında yapılan genel seçimde Meral Akşener yönetimindeki İYİ Parti olmasa çıkardığı milletvekillerinin nerede ise tamamı AK parti ve MHP’ye gidecek böyle bir meclis aritmetiğinde de Cumhur ittifakına mensup partilerin tek başına anayasayı değiştirecek kadar milletvekili olacaktı.

Ardından 2019 yılında yapılan yerel seçimler geldi, yerel seçim öncesi CHP ile İYi Parti tarafından hayata geçirilen Millet İttifakı sayesinde 1994 yılından itibaren AK Partili başkanlar tarafından yönetilen başta İstanbul ve Ankara olmak üzere çok sayıda şehir CHP tarafından yönetilmeye başlandı.

14 ve 28 mayıs tarihinde yapılan milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’in “kazanacak aday” ısrarına kulak verilse Türkiye şimdi bambaşka bir kadro ile yönetiliyor olacaktı.

O seçim öncesi “masadan neden kalktı” ile başlayan sonrasında ne “Masaya neden oturdu” ile sonlanan süreç seçmen Cumhur ittifakın da bu durumu en üst noktada kullanması sonucu en azından İYİ parti açısında olağanüstü bir “güven erozyonuna” yol açtı.

31 Mart 2024 tarihinde yapılan seçim öncesi Millet ittifakına mensup partiler ile ipleri tamamen kopartan bu durumu da “Seçime özü başımıza gireceğiz” şeklinde ete kemiğe büründüren Meral Akşener “bu işin sorumlusu benim 31 mart tarihinde başarısız olursam istifa eder evime giderim” şeklinde açıklama yapmıştı.

31 Mart akşamı açılan sandıklar İYİ Parti için tam bir hezimet oldu, Uzun yıllardır AK Partinin  dayatmalarından yorulan seçmen AK Parti ile mücadele edecek tek siyasi oluşumun CHP olacağına inanmış olmalı ki CHP’yi birinci parti yaptı.

Seçim sorası “İYİ Partinin yeni yol haritası nasıl olacak.?” soruları güncelliğini korurken Genel başkan Meral Akşener başkanlığında toplanan İYİ Parti yönetimi olağanüstü seçimli kurultayın 27 nisan tarihinde yapılacağını ilan etti.

İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’in bu süreçte ne yapılacağı ile ilgili çeşitli söylemler geliştirilmeye başlanmıştı ki Akşener 27 nisan tarihinde yapılacak kurultayda aday olmayacağını söyledikten sonra özel eşyalarını alarak partideki odasını boşalttı.

Akşener’in bundan sonra ne yapacağını bilmemiz zor.

Ancak Türkiye’de bir sürü siyasi partinin yine bir sürü genel başkanının hemen her seçimden yenilgi ile çıkmalarına rağmen koltuğa yapışmış haldeki durumlarını görünce Meral Akşener’e “helal olsun” demek bir vicdani sorumluluk olarak duruyor.

Alınan bu yenilgiye rağmen Meral AkşenerSiyasette dün dündür bugünde bugün” diyerek yoluna devam edebilirdi.

Genel seçime henüz 4,5 yıl var o zamana kadar kendimizi toparlar yeni politikalar geliştirebiliriz” şeklinde bir söylemde geliştirebilirdi.

Ancak Akşener bu ve buna benzer mazeretlerin hiç birisinin arkasına sığınmadı “sorumluluk aldım başarısız oldum bunun bedelini de yerine getiriyorum kurultayda aday olmayacağım” diyerek koltuğuna yapışan siyasetçilere olağanüstü bir ders verdi.

AK Partinin kendi cenahında hiçbir siyasi oluşuma yaşama sansı vermediği bir süreçte İYİ Partiyi kurup belli bir noktaya çıkaran ancak Türkiye’nin genel konjoktörü dolayısı ile beklenilenin çok altında bir oy alan Meral Akşener’inbaşarısız oldum bırakıyorum” şeklindeki davranışı koltuğuna yapışan diğer genel başkanların durumlarının daha derinden sorgulanmasına vesile olacaktır.

İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener bu aşamadan sonra “Sözünde duran lider” olarak Türk halkının gönlünde dünya durdukça yerini koruyacaktır.

Umarız Akşener’in açtığı bu yoldan hemen her seçimde başarısız olmalarına rağmen koltuğa yapışan genel başkanlara örnek olur.

Allah ömrüne bereket versin Meral Akşener.

Çok uzun yıllar sonra artık unutulmaya yüz tutmuş “Erdemlilik” için.

Sonsuz teşekkürler.