CHP Gebze İlçe Başkanı Musa Yılmaz son süreçte yaşanan gelişmeler ile ilgili yaptığı basın açıklamasında Hepimiz her şeyin farkındayız, Seçimi kazanmak için her şeyi yapacaklar, çünkü İstanbul onlar için her şeyden önemli… İstanbul’u kaybettikleri gün, Türkiye’deki iktidarlarını da kaybedecekler,Bunu iyi biliyorlar, Halkın birleşik mücadelesi bu gidişata dur diyecek tek güçtür, Umutluyuz, Haramilerin saltanatını yıkacağız İnsanlık, bilim ve aydınlık kazanacak”dedi

CHP İlçe Başkanı Musa Yılmaz’ın açıklaması şu şekilde:

“Tut ki gecedir

Karanlık sıvaşır ellerine camlardan

Birden kırmızıya döner trafik ışıkları

Kükürtlü dumanlar yükselir

Korkuya batmış cam kırığı adamlardan

Tehlikeye büyür sakalları

Tut ki gecedir

İhbarlar birer sansar

Bir telefondan bir telefona atlar

Yer altı örgütleri tetik üstünde

Adres değiştirmiş silah kaçakçıları

Fahişeler birbirinden kuşkulanıyor

Tut ki gecedir

Katiller huzursuz

Hırsızlar sinirli

Hainler ürkekçedir

Elleri telefona kendiliğinden uzanıyor

ihanete gece müthiş bir gerekçedir

İhbarlar birer sansar

Bir telefondan bir telefona atlar

İhanet bir bilmecedir...

…”

Böyle yazmış Atilla İlhan geçmiş bir zamanı…

Nereden bakarsanız bakın tam bir tutarsızlık söz konusu.

Dediler ki.

Oylar çalındı?

Ortada hırsızlık yok.

Hırsız da yok?

Esasında memlekette, hırsız da çok, hırsızlıkta…

Ama bu adreste değil….

Aslında var da onlar bunlar değil, buradakiler değil….

Seçim öncesi seçmen yüzlerce itiraz yapıldı YSK’ya…

“Dünyanın en güvenilir seçim sistemine sahibiz ve hile yapılması mümkün değil” dediler…

Ve tüm itirazları reddettiler…

Bu görevlendirmeleri yapan YSK değil mi?

Sandık hileleri varsa ki yok, sorumlusu YSK değil mi?

YSK hile bulamadığını gerekçeli karar ile ortaya koymuştur.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerin de aynı kamu görevlileri görev almadılar mı?

YSK siyasi iktidarın talebine göre mi karar vermiştir?

Şayet öyle ise o zaman cumhurbaşkanlığı seçimleri de iptal edilmesi gerekmiyor mu?

Yoksa amaç cumhuriyet kurum ve kuruluşlarını pasifize ederek itibarsızlaştırma mı?

Bana göre bu iktidar göreve geldiği günden beri çeşitli algı yönetimleri ile dini duyguları da kullanarak bu cumhuriyetin içini boşaltabilmek ve cumhuriyeti itibarsızlaştırmak için her şeyi bilerek yada bilmeyerek yapmıştır.

Şöyle sıralama yaparsak daha iyi anlaşılacaktır.

1.Kuzey İrak ta eşlerin başına çuval geçirilmesinde, nota verelim diyenlere “müzik notası mı”diye cevap veren Erdoğan değil midir?

2.Orduya karşı hasmane tutumlar ile orduyu yıpratmak ve 2004 yılında alınan MGK kararlarını rafa kaldırarak, Fetö örgütlenmesinin önünü açan Erdoğan değil midir?

3.Türk Ordusuna kumpas kuran Fetöcü savcılara zırhlı arana veren, bu davanın savcısı benim diyen kimdi? Ergenekon ve balyoz davaları sonucu orduda Fetöcü yapının güçlenmesine, yurtsever subayların yaşamının karartılmasına kim neden olmuştur?

4.Eğitim müfredatını yaz boz tahtasına çevirerek her yıl yeni bir müfredat oluşturulması.

5.Eğitim de 4+4+4 gibi anlamsız bir sistem ve çağdaşlıktan bilimden aydınlanmadan uzak bir anlayış. Ve son geldiğimiz nokta matematik gibi dersleri seçmeli yaparak öğrencileri tamamen bilimsel eğitimden kopartmak isteyen zihniyetin ne yapmak istediğini anlamayacak kadar aptal mı görünüyoruz?

Öğretmen kadrolarının mülakat sistemi ile yandaşlardan oluşturulması eğitimde niteliğin aşağı çekilmesi demek değil midir?

Okulları İmam Hatip’e çeviren zihniyet kendi çocuklarını yabancı ülkelere gönderirken Ülkemizin çocuklarını cehalete teslim etmek neyin nesi oluyor?

Devlet okulları cihatçı örgütlere militan yetiştirme merkezlerine dönüştürülüp, ne idüğü belirsiz gerici cemaat ve vakıfların insafına teslim edilmiştir…

Bu eğitim sisteminden bilim adamı çıkar mı?

6.Gazi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK,ün ders kitaplarından hızla uzak tutulma çabaları.

7.Bu ülkenin ve cumhuriyetin kurucularına iki ayyaş denmesi.

8.Orta doğu politikalarında ki basiretsizlikle Süleyman şah türbesinin bize ait olan topraklardan kaçırılması.

9.Kürt sorunu ve Güney doğu Anadolu bölgesindeki anlamsız ve samimiyetsiz sözde terörle mücadele kapsamın da yapılan kimliksiz açılım anlayışı.

10. PKK terör örgütünün ayağına savcıların götürülmesi hatta çadır mahkemeleri kurularak polisimizin askerimizin nöbet tutturulması.

11. Sözde suikast planlamalarını bahane ederek Genel kurmayın KOZMIK odasının açılması ve cumhuriyet tarihine ait olan gizli bilgilerin deşifre edilmesi.

12. Yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılması ve anayasal ihlallerin sürekli hale getirilmesi.

13. Parlamenter sistemin sürekli aşağılanması ve TBMM’ nin yok sayılması.

14. Dünyada olmayan bir sistem ile Partili Cumhurbaşkanlığı gibi bir uydurma anlayışın halka referandumla sunulması.

15. Demokratik yaşamın ve demokrasinin vazgeçilmezi olan seçme ve seçilme hakkının var olduğu seçimlerin kafalarda soru işaretleri oluşturacak şekilde sürekli şaibelere konu olması.

16. KHK yetkileri ile seçilmişlerin görevden alınması yerlerine kayyum ile atamalar yapılması.

17. Devleti devlet yapan gerçek unsurların zarar ediyor gibi sudan ucuz gerekçelerle lağ edilmesi yada özelleştirme adıyla peşkeş çekilmesi.

18. Yolsuzluk yapanların, Cumhuriyete, Atatürk’e küfür edenlerin muteber adamlar sınıfına konulması ve neredeyse devlet adamı sıfatı verilmesi…

Fesli deli Kadir gibi örnekleri mevcuttur…

20. Ülkenin tüm üretim araçlarının, doğasının yağmaya açılması…

21. Tahminen 200 defa değiştirilen ihale kanunu ile devletin sistematik olarak soyulması ve soyanların hiçbir şekilde cezalandırılmaması…

22. Cumhuriyet düşmanı kişiler ve vakıflar, cemaatler devletin tüm imkanlarından faydalandırılarak, sürekli beslenmeleri ve bunların hayatın her alanına müdahil olmalarını kolaylaştırmak, önünü açmak…

23. Dünyanın kendi kendine bakabilen 7 ülkesinden biriyken, emperyalistlerin isteği doğrultusunda tarım ve hayvancılığı bitirmek gibi bir ihanete imza atmak…

24. Devletin tüm kurumlarının yandaşlara teslim edilerek saltanat sürmelerine ve buraları yağmalamalarına bile, bile seyirci kalmak…

Burası çok önemli, neden göz yumulur böyle bir işe anlamak mümkün mü?

25. Ekonomi bitirilmiş, yap işletçi müteahhitlere devlet resmen soydurulurken, borçlandırılırken ormanlar, tarım alanları, meralar yerli yabancı işgalcilerin hizmetine verilmiştir… NEDEN?

Bu liste uzar gider…

Yaşanan dezenformasyondur…

Hedef çağdaş, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetini tarihe gömmektir…

Artık bunu saklamaya bile gerek görmeyen pek çok AKP’linin açıklamalarında gördük…

Yaşanan ahlak çöküntüsü, onların eseridir…

İçerde ve dışarıda devletin ve tüm kurumlarının itibarsızlaştırılması onların eseridir…

Üretim araçlarının yabancıların eline geçmesi onların eseridir…

Yargı, siyasi iktidarın emrine girmiştir… Her şey AK BİL gibi davaların kapatılmasıyla başladı…

Asıl hedef Cumhuriyettir…

Onun içi bu kadar acımasızca saldırıyorlar…Harf devriminden, kılık kıyafet devriminden….Cehaletin İntikamını alıyorlar…

İçi boşaltıldı, dejenere edildi, itibarsızlaştırıldı, cahilleştirildi, yoksullaştırıldı, milli hiçbir şey kalmadı, anayasa delik deşik edildi ve aslında yok hükmündedir…

Ülkedeki bu dejenerasyonun yansımalarını bugün çocuk tecavüzlerinde görebilirsiniz…

Her geçen gün ülkenin doğasını acımasızca yok edilmesinde görebilirsiniz…

Mahkemelerde, işten acımasızca atılan işçilerin gözlerinde, kendini yakanların etinin kokusunda duyabilirsiniz…

Çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babanın kendini astığı ipte görebilirsiniz…

Ve fiziki olarak başardılar…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi çeyrek asırdır bu dejenerasyonun ve yağmanın ana merkezi olmuştur…

İşte bu yüzden çok önemlidir…

Küçük belediyelerden ortaya saçılan yolsuzlukların İstanbul’un yanında lafı mı olur…

Kaybettiklerinde nasıl paniklediler gördünüz…

Takke düştü kel göründü…

Ve o yüzden İstanbul seçimleri iptal edildi…

Mühürsüz oyları geçerli sayan YSK Başkanı dahi bu iptale kılıf bulamadı ve yakında oda gidicidir o makamdan…

Suçlular biliyorlar ve panikteler…

Halk her şeyin farkında…

Hepimiz her şeyin farkındayız…

Seçimi kazanmak için her şeyi yapacaklar, çünkü İstanbul onlar için her şeyden önemli…

İstanbul’u kaybettikleri gün, Türkiye’deki iktidarlarını da kaybedecekler…

Bunu iyi biliyorlar…

Halkın birleşik mücadelesi bu gidişata dur diyecek tek güçtür…

UMUTLUYUZ, HARAMİLERİN SALTANATINI YIKACAĞIZ…

İnsanlık, bilim ve aydınlık kazanacak…

Editör: TE Bilisim