Ama söylemeyin.

İnsanlar sizi taşa tutarlar.
Anneniz tutar, babanız tutar, kardeşiniz ya da en yakın dostum dediğiniz insan sizi taşa tutar.
Zaten en sert taş yakınınızdan gelir.

Bu taşı onlara atmak ya da elinizde taşla beklemek yerine hemen onunla kendinize bir kale inşa etmelisiniz.

Hemen hayatın içine karışmalısınız. 
İnsan kırgın ve üzgün olunca o hayatın içine karışamıyor aslında biliyoruz  bunu başaranlar kazanıyor.

Hayatımız da bu tarz şeylerle çok karşılaştık.

Sizler de çok karşılaştınız.

Kimsenin yanına hiçbir şey kalmıyor.

Bunu defalarca gördük.

Kendimizden vazgeçip başka insanlara karşılıksız hizmet etmeye başlayınca inanılmaz bir ilahi adalet sistemi çalışmaya başlıyor. 

Şuanki dünya insan olarak yaşamanın büyük bir lüks olduğuna inandırmaya çalışıyor.
 İnsanlık haklarımızı korumak isterken başka insanların haklarını gasp etmemiz gerekiyormuş hissi veriyor. İnsan olma haklarımızdan neden bu kadar kolay vazgeçiyoruz?

Dün almaya çalıştığınız basit bir şampuanı bugün 3 katı fiyatına ulaştığı için şampuanları stok yapıyoruz. 
Şampuansız yaşamak aklımızda bile yok.


Yaşamak sadece karın tokluğuna çalışmak mı ?
Dolar ne zaman yükselir, altın ne zaman iner derken geçen ömrün kaybının farkında mısınız?

Herkes müsterih olsun, dolar ve altını olup da bu dünyadan diğer tarafa götüren henüz olmamış.

Türlü zevklerimizden türlü lükslerimiz şu anlık vazgeçmiş olabiliriz ama ruh sağlığımızı korumak için en azından sevmeyi, inanmayı ve ağaçlara dokunmayı, bir dostla muhabbet etmeyi  deneyelim.

Yine seyahat edersiniz daha mütevazi belki de atladığınız öğünlerle yaparsınız bu seyahati…
Alamadıklarımızda kalsın aklımız ne olur?

Bu çağın insanı olmanın da vardı bir bedeli…
Biz onu uzun yıllardan bu yana ödüyoruz…

Çalıp çırpmadıysanız, başkalarının makamına, mevkisine göz koyup ayak kaydırmadıysanız, kuyu kazmadıysanız, liyakatli davranıyorsanız, merhametiniz varsa neden korkacaksınız ki…

 Z kuşağına sesleniyoruz.

Gençliğinizin solup gittiğini düşünmekten vazgeçin. Belki kırgınlığınız buna da değil. 

Neden sizlere sesleniyoruz?

Dünyanın bizi mahkûm ettiği dolar-euro yükselişleri ya da yağ, şeker zamlarından daha derin bu zamanın sancısı…

Bu böyle olmamalıydı ama oldu. Kimse böyle olacağını da tahmin etmedi…

Yeni yerler her zaman var,

Yeni insanlar her zaman var,

Yeni deneyimler,

Yeni yöntemler,

Yeni sevinçler her zaman…

İnsanca yaşamak için hala zamanımız var. 

Bazı sayfaları kapatıp yeni şeyler açmaktan, ilahi adalete güvenmekten ve yeniden sevmekten korkmayın… kendinize güvenin…

Küçük bir yerde çabucak çöken akşamlarda, boş bir sokakta küçük bir esnaf lokantasında radyo da arkada ansızın çalan Aşık Mahsuni Şeriften-Sarhoş şarkısıyla yemek yerken, gözlerinizi ıslatan şeye duyduğunuz özlemden daha güzel bir anınız olmayacak…

Gerçekten büyük değişimlere gidiyoruz.

Bunun içinde kendinize yer bulmalısınız.
sığınaklara falan kaçmanıza gerek yok.

Olay ve durumları sakın ola abartmayın. Sadece sizi aşacak sorumlulukları gereğinden fazla üstlenmeyin.

Daha sakin ve yavaş bir hayat geçirmeyi seçin. Kimsenin sizin dengenizi bozmasına izin vermeyin. 

 İnsanlar genellikle çaresizlik hissi nedeniyle  duygusal olarak tepki verirler.

Hayatlarının olmasını istedikleri yer ile şu anda olduğu yer arasındaki mesafenin farkına varırlar. 
Çoğu zaman, bu boşluğu gördüklerinde üzülürler. 

Hayata çok fazla boşluk vermemeniz için sürekli üretmeyi ve çalışmayı seçmelisiniz.

Yaşam boşlukları sevmiyor maalesef…