Anılarda kaldı hayaller

Bir zamanlar gözlerimde parlayan umutlar vardı…
Geceleri aydınlatan, sabahları yaşatan hayaller…
Ne kadar güzeldi o günler; kalbim, dünyanın yükünü bilmezdi.
Bir tebessüm yeterdi yaşama tutunmaya, bir bakış umut olurdu.

Ama zaman acımasız…
Bir bir aldı elimden renkleri,
Gökkuşağını solgun bıraktı, yıldızları susturdu.
Ne kadar dirensem de, kaderin çizgisi silmedi geçmişi;
sadece daha derin izler bıraktı kalbimin duvarlarında.

Şimdi o hayallerin hepsi birer hatıra…
Bir fotoğraf gibi, tozlanmış bir albümün sayfalarında gizli.
Kimi bir gülüşte, kimi bir şarkının sözlerinde saklı.
Her hatırladığımda içim burkuluyor;
çünkü biliyorum, o günlere dönmek artık imkânsız.

Zamanın elinden kurtulamadı hiçbir şey…
Ne sözler kaldı yerinde, ne de o içten sevgiler.
Geride kalan sadece ben ve anılar…
Bir de o anılarda kaybolmuş hayaller.

Ama belki de güzelliği burada saklı;
çünkü bazı hayaller gerçekleşmediği için güzeldir,
bazı anılar unutulmadığı için kıymetli…

Ve ben şimdi, her gece o anılara dalarken,
bir zamanlar yaşadığımı hatırlıyorum.
Belki de hayat budur
gerçekleşmeyen hayallerin gölgesinde,
hala umutla bakabilmek yarınlara…

Bazen düşünüyorum da…
Belki de ben en çok, gerçekleşmeyenlere bağlandım.
Yarım kalan cümlelere, söylenmemiş sözlere,
bir de dönmeyenlere…

Bir köşede kalmış umutlar gibi,
ben de kendi sessizliğime sığındım.
Kırıldım, dağıldım, ama belli etmedim.
Her gülüşümün ardında bir yıkıntı sakladım.

Kimse bilmez içimde kopan fırtınaları,
çünkü ben hep “iyiyim” dedim.
Oysa her “iyiyim” bir çığlıktı,
duymadılar…
Belki duysalar da anlamadılar.

Şimdi ne umut var içimde, ne de siteme gücüm…
Sadece bir şarkı gibi yankılanıyor içimde geçmişim:
“Anılarda kaldı hayaller…”
Ve ben o şarkının en hüzünlü yerinde takılı kaldım.

Belki bir gün unuturum diyordum,
ama unutmamak da bir sevda biçimiymiş.
Küllenen her şeyin altında hâlâ yanan bir parça kalırmış…
Benimkisi o işte
Sönmeyen, ama aydınlatmayan bir yangın.