Kaç gündür Bursaspor tribünlerinden Amed Spor ile yapılan maçta İstiklal Marşımızın okunmaması bir yana ıslıklanması nedeni ile gösterilen tepki nedeni ile ortaya çıkan ve Leyla Zana’ya edilen küfür ile başlayan bir metafor üzerine birkaç kelam etmek şart oldu sanki.
Hakaret ve küfür asla tasvip edilecek bir durum olmamakla beraber bunun bir kadın ya da erkek için edilmesi arasında da zannımca çok da büyük bir fark yoktur ve bunu onaylamak da doru bir davranış değildir.
Ancak bu olayın usta bir manevra ile bir ‘’Kadınlara Hakaret’’ gibi bir algıya dönüştürülüp bunun terör noktasında bu milletin canını yakan bir terör örgütüne sevgi ile bakan bir kimliğe değil de bir kadın kimliğine hakaret gibi gösterenlerin kadınlar üzerinden kurduğu hassasiyet cümlelerine birkaç hassasiyet beklentisi cümlesi de ben eklemek isterim.
Keşke Leyla Zanaya kadın ve ana kimliği nedeni ile ONURUMUZDUR diyenler;
25 Ekim 1993’te, Bitlis , Düzköy’ünde 8 aylık hamile iken PKK’lı teröristler tarafından okulun bahçesinde vurulmak sureti ile şehit edilen Şehit Öğretmen Yasemin Tekin, eşi Bayram Tekin ve 3 yaşındaki çocukları Betül Tekin’ e sahip çıkıp ONURUMUZDUR diyebilselerdi.
Bu aileyi katleden PKK terör örgütünün tetikçilerinden Sami Demirkıran daha sonra itirafçı oldu ve Ürperten itiraflar” adlı bir kitap yazdı. İtirafçı terörist 32 yıl önce o günü böyle şöyle anlatıyordu kitabında;
“Diğer okuldan silah sesleri geldi. Okul yakındı. Oraya gittim. Onların eylemi daha feci idi. Bir öğretmen, sekiz aylık hamile eşi, bir de kız çocuğunu, Fidel Kod’un grubu öldürmüştü. Öldürülen hamile kadının karnı da kurşun delikleriyle yarılmış, çocuğun başı dışarı fırlamış. Kız çocuğu iki yaşında mı, üç yaşında mı ne… Baktım elinde ekmek kırıntıları vardı. Öldürülürken herhâlde ekmek yiyordu. İki ayrı eylem gerçekleştirerek üç erkek öğretmen, bir genç kadın ve üç yaşlarında bir çocuğu öldürmüştük. Bizim grubun öldürdüğü öğretmenlerin adları Abdurrahman Nafiz Özbağrıaçık ile Ergin Komut. Fidel’in öldürdüğü karı-koca öğretmenlerin adları Bayram Tekin, Yasemin Tekin, çocukları Betül’dür.”
Hadi Yasemin Öğretmene, Eşine, 3 yaşındaki çocuğuna ve karnında şehit olan 8 aylık adı konmamış masum bebek için ONURUMUZDUR diyemediniz o zaman;
26 Ekim 1993 tayini çıktığı Diyarbakır’da henüz öğretmenliğinin 25.gününde babası Hasan Alten birlikte yürüdüğü sokakta PKK militanları tarafından arkadan vurularak babası ile şehit edilen şehit Öğretmen Neşe Alten içinde ONURMUZDUR diyebilseydiniz.
Neşe Öğretmen için ONURUMUZDUR diyemediniz o zaman;
2016 yılında Batman’ın Kozluk ilçesindeki Kozluk Çok Programlı Anadolu Lisesi'ne müzik öğretmeni olarak atan ve 9 Haziran 2017 tarihinde güpegündüz PKK’lı teröristler tarafından şehit edilen Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın ONURMUZDUR diyebilseydiniz.
İşte sayısı yüzleri binleri bulan kadınlarımız teröristlerin silahından çıkan kurşunlarla can verirken onların da birer kadın olduğu onların da ONURUMUZ olduğunu aklına getirmeyenlerin bugün Leyla Zanaüzerinden kadınlık hassasiyeti kasmaları asla samimi değildir ve bilinçli bir hedef saptırma çabasıdır.
Derdinizin KADIN, KADINLIK ONURU, ANALIK, İNSANLIK ONURU olmadığı her aklı selim insanın malumudur. Gidin bir sorun bakalım karnında 8 aylık bebeği, 3 yaşındaki kızı ve eşi ile katledilenYasemin Öğretmenin, babası ile birlikte Diyarbakır’da sokak ortasında şehit edilen Neşe öğretmenin ve Batman Kozluk da sokak ortasında şehit edilen Aybüke öğretmenin annelerine ve babalarına; kızlarınızaküfür mü edilseydi? yoksa sokak ortasında mermi yağmuruna mı tutulsalardı daha çok canınız yanardı diye?
İşte ondan sonra KADINLIK GURURU ve İNSAN ONURUNDAN bahsedin bizde inanalım olur mu?
İlla bir onur meseleniz olacaksa Şehit Öğretmen Yasemin, Şehit Öğretmen Neşe Öğretmen ve Şehit Öğretmen Aybüke ONUR meseleniz olsun.
Bunlardır BİZİM ONURLARIMIZ gerisi ise kadınlarımızı, kızlarımızı, öğretmenlerimizi katledenler ve katillere methiyeler dizen terör sevicileridir.