Bu bayram kimin?

Bayram sabahı...
Evlerin üstüne seher yeli gibi bir telaş çökmüş. Mis gibi kahve kokusu, taze pişi buharıyla karışmış. Çocuklar bayramlıklarını giymiş, yüzlerinde şeker tadında gülücükler... Ama birileri eksik.

Peki bu bayram kimin?

Oğlu gurbet elde çalışan annenin mi?
Kurbanı kesilmiş ama oğlu hâlâ otobüste... Telefonda bir “Anne bayramın kutlu olsun,” cümlesiyle yetinenin mi?

Ya da bayram sabahına uyanamamış bir mezar taşına mendil bırakan kız çocuğunun mu bu bayram?
Herkes sarılırken, onun sadece toprağa bakıp “Bayramın kutlu olsun baba,” dediği bayram kimin?

Bu bayram, köyde tek başına oturan dedenin mi?
Pencere kenarında bekleyip durduğu, ama kimselerin gelmediği o içli gün ondan mı sorulur?

Bayram tatiline “kaçamak” gözüyle bakanlar için mi bu bayram?
Kalabalık masaların gürültüsünde kaybolan sessiz duaların sahibi kim?

Bu bayram, el öpmeye geleni olmayana mı?
Yoksa sadece sosyal medyada paylaşım yapanlara mı ait?

Kimindir bu bayram?
Bir mendile sarılmış hatıraların mı,
Yoksa hasretle bakan gözlerin mi?

Bayram, belki de en çok;
Gönlü kırık ama hâlâ umutla dua edenlerin...
Elini uzatacak kimseyi bulamayan ama hâlâ içtenlikle “Bayramınız mübarek olsun” diyenlerin...
Ve bir mesajla değil, bir kucakla mutlu olanların bayramıdır.

Belki bu bayram, en çok da;
Unutanlar değil, hatırlayanlar içindir.

Bayram şekeri gibi tatlı anılar biriktirecek çocuklar varsa,
aynı sokakta, aynı mahallede her kapıyı çalacak cesareti hâlâ içlerinde bulabiliyorlarsa…
belki de bu bayram, en çok onların.
Ama ya hiç bayramlık giymemiş, çikolatanın tadını dahi bilmeyen çocuklar?
Onlar hangi bayrama dâhil?

Bazı bayramlar vardır; geleneği yaşatır, bazıları da içimizdeki boşluğu…
Kimimiz bir mezar taşına tutunur, kimimiz bir telefona,
kimimiz de hatırlanmaya…

Bir çocuğun gözyaşıyla sulanmış harçlık kutusu,
bir annenin, "bu yıl da gelemedi" diyerek iç çekişi,
bir babanın duvara karşı suskunluğu…
Hepsi ayrı bir bayram hikâyesidir aslında.
Kiminin sesi çıkar, kiminin içi konuşur.

Bu bayram kimin?
Belki de affedebilene,
kırılan kalpleri onarabilene,
unutmayı değil, hatırlamayı seçene aittir.

Bu bayram, elini ilk uzatana, gururundan vazgeçene,
“Ben senden önce aradım,” demek yerine,
“İyi ki varsın” diyene yakışır.

#amp-auto-ads