Gurbetin karanlık köşelerinde

Gurbet, insanın ruhunu sessizce örten bir gölge gibi düşer üzerimize. İlk başta yalnızca uzak bir kavram gibi görünür; zamanla evimizin duvarlarını, gecelerimizi, hatta kalbimizin en kırılgan köşelerini doldurur. Her şehrin sokakları yabancı, her yüz tanımsız, her kapı ise ardında hüzün taşıyan bir sır gibi açılır.

İçimizde yankılanan sessizlik, gurbetin en acımasız melodisidir. Çocukluğumuzun çınarlarını, annemizin sesini, arkadaşlarımızla paylaştığımız kahkahaları düşünürüz; ama ellerimiz sadece boşluğa değer. Rüzgarın uğultusunda, uzaklarda bir yerlerde hâlâ var olan sıcaklığı ararız; ama bulduğumuz sadece soğuk taşlar ve yabancı bakışlardır.

Gurbetin karanlık köşeleri, insanın kendisiyle baş başa kaldığı anlardır. Orada ne gözyaşı saklanır, ne de umut tamamen kaybolur. Her karanlık köşe, bir kırık hatıranın gölgesini taşır; her gölge, insanın içindeki derin özlemi fısıldar. Kimi zaman bir pencerenin ardında bir ışık belirir, kalbimize umut gibi sızar; kimi zaman ise yalnızlık o kadar yoğunlaşır ki, nefes almak bile ağırlık gibi gelir.

Ve bazen gecenin en sessiz saatlerinde, yalnız başımıza kaldığımızda, geçmişin fısıltıları kulaklarımızda çınlar. Eski şarkılar gelir aklımıza, hatırladığımız yüzler gözlerimizin önünden geçer. Gurbet, yalnızca fiziksel bir uzaklık değildir; o, zamanın ve hatıraların arasında, kalbimizin kıyısında açılan bir boşluktur.

Ama işte gurbet böyle bir öğretmendir. Karanlık köşelerinde insanı sınar, incitir; ama aynı zamanda sabrı, dayanmayı ve özlemi tanıtır. Her adımda kırılan bir kalp vardır; ama her adımda yeni bir direnç, yeni bir cesaret de filizlenir. Gurbetin karanlık köşelerinde bile hayat devam eder, ve biz, o karanlığın içinden geçerken, kendi ışığımızı bulmaya çalışırız.

Belki de gurbet, insanın en gerçek yüzüyle karşılaştığı yerdir; acıyı, özlemi, yalnızlığı ve bir nebze de kendini sevmeyi öğrendiği…

Ve işte o karanlık köşelerde, bir gün fark ederiz ki, gözyaşlarımız sadece hüznümüzü değil, aynı zamanda içimizde sakladığımız umutları da beslemiş. Gurbet, en acı yanıyla bile, insanın ruhunu olgunlaştıran bir öğretmendir.