Halil Sezai’ye gelinceye kadar

Bizim memlekette “İstanbul’a kar yağmadan Türkiye’ye kar yağmış sayılmaz” şeklinde harika bir tanımlama vardır, Yurdumuzun  doğu ve güneydoğu bölgelerine  nerede ise yılın sekiz ayı kar yağar, yolar kapanır, kimse kimse ile görüşemez, bu durum herkes tarafından kanıksanmıştır, Ne zamanki İstanbul’a kısa süreli bir kar yağışı olur o an itibarı ile yer yerinden oynar.

Son dönemlerde özellikle genç nesil arasında şarkıları ile sevilen sanatçı Halil Sezai’nin 67 yaşındaki savunmasız bir vatandaşımıza tekme tokat saldırması, öldüresiye dövmesi bunları yaparken de galiz küfürler savurması bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu.

Toplumda büyük infial yaratan Halil Sezai’nin saldırı görüntüleri özellikle sosyal medyada yayınlanıp hemen herkes tarafından nefret ile karşılanınca önce tutuklandı, serbest bırakıldı, arkasından Sosyal medya da olağanüstü tepki görünce tekrar mahkemelik oldu.

Halil Sezai ile ilgili mahkeme süreci devam edecek, Dolayısı ile devam eden mahkeme sürecini beklememiz gerekiyor, Ancak burada cevaplandırılması gereken soru “Acaba sosyal medya da bu kadar baskı olmasaydı, Halil Sezai mahkemelik olacakmıydı.?” sorusudur.

Bizim nesil şu an hayatta olmayan sanatçı Fikret Hakan’ın sanatçı eşi Hümeyra’nın çenesini kırması olayını konuştu

Bu memleket İbrahim Tatlıses’in eşi Perihan Savaşı dövmesini adeta bir film izler gibi seyret.

Bu memleket daha birkaç yıl önce kendisini eleştiriyor diye futbolcu Arda Turan’ın, babası yaşındaki spor yazarı Bilal Meşe’yi uçakta yumruklamasını konuştu durdu.

Türkiye’de g-her yıl yüzlerce kadın eşleri, nişanlıları, Erkek arkadaşları tarafından öldürülüyor, Ölümden kurtulanlar ise ömürlerinin çok büyük bir kısmını eksik vücutları ile tamamlamak zorunda kalıyorlar.

Toplum uzunca bir süredir tam bir öfke patlaması yaşıyor, meydana gelen böylesi üzücü hadiselerin bir tarafında toplumda çık tanınan bir sanatçı, sporcu yada iş insanı ise herkes büyük bir infiale kapılıyor, kınıyor, ceza almasını talep ediyor.

Ancak kamuoyunda adı sanı bilinmeyen çok sayıda insanımız maalesef hepimizi sarıp sarmalayan bu “öfke patlaması” dolayısı ile hayatlarını kaybediyor, yakınlarını bir ömür mazlum ve mağdur bırakıyor.

Toplum mutsuz

Toplum öfke dolu

Toplum tahammülsüz

Toplum büyüklerini saymıyor

Toplum küçüklerini sevmiyor

Toplum insanlara eziyet ediyor

Toplum hayvanlara zulüm yapıyor

Toplum yerlere tükürüyor

Toplum çevreyi katlediyor..Vs.vs.

Psikolojimiz neden bozuldu, neden  bu hale geldik, korunması gereken bayanlara, yaşlılara, korunmasız hayvanlara neden acımıyor.?

Bu soruların cevabını bulmazsak, gelecek günlerde bugün yaşadıklarımızı bile arayacağız.

Bizden söylemesi.