Bizim çocukluğumuzda, okey ve kâğıt oynanan kahvehanelerin dışında gençlerin ilgisini çekecek pek fazla yer yoktu.
Oyunlar sokakta oynanır, top peşine koşulurdu.
Daha sonra atari salonları ortaya çıktı.
Bu salonlarda zıplayan karakterler, aniden beliren hedefleri vuran silahlar, yarışan arabalar ve Süper Mario gibi figürler vardı.
Ardından PlayStation’lar hayatımıza girdi. Kendi özel kasetleri, CD’leri olan bu oyunlarda karakterler daha da hızlandı; savaşlar ve yarışlar çok daha tempolu hâle geldi.
Bilgisayarların hayatımıza girmesiyle birlikte internet adeta can damarımız oldu.
Nasıl ki çocukluğumuzda televizyonsuz bir zaman sıkıcıysa, bugün de internetsiz bir zaman ve mekân neredeyse hayatın olmadığı bir duruma dönüştü.
İnternetin 2000’li yıllardan sonra hayatımızı hızla işgal etmesiyle atari ve PlayStation salonları da zamanla internet kafelere evrildi.
İnternet kafeler; geniş ve yüksek çözünürlüklü ekranlarda, kesintisiz ve yüksek hızlı internetle, interaktif oyunların oynandığı mekânlar hâline geldi.
Dört bir yana dönebilen, uzanarak oturulabilen rahat koltuklarda oyun oynanırken; kahve, çay ve her türlü atıştırmalık tüketme imkânı da sunulunca bu ortamlar çocuklar için daha da cazip hale geldi.
Okul kantinlerinde satışı yasak olan gazlı içecekler, cipsler ve tuzlu-yağlı yiyeceklerden özenle korumaya çalıştığımız çocuklarımız ve gençlerimiz, bu ortamlarda ne kadar sağlıksız yiyecek ve içecek varsa tamamına kontrolsüz bir şekilde ulaşabiliyor.
Görünen o ki çocuklarımızı ve gençlerimizi en çok koruyabildiğimiz yerler yalnızca okullarımız kaldı.
En çok endişe duyulan noktalardan biri de bu mekânların denetimsizliği.
Dışarıdan içerisi görülmeyen internet kafelerde, yan yana ya da karşılıklı dizilmiş masalarda çocuklar, gençler ve yetişkinler birlikte oyun oynuyor.
Yaş sınırı ya da yaşa uygun içerik çoğu zaman gözetilmiyor.
Yaş ayrımının olmadığı bu mekânlarda kullanılan dil ise tamamen argo.
En çok oynanan öldürme temalı oyunlar sesli iletişimle oynandığı için, oyuncular cümlelerini küfürlerle tamamlıyor.
İnternet kafeler yalnızca bir oyun alanı değil, aynı zamanda çocuklarımızın dilini, davranışlarını ve değerlerini etkileyen sosyal ortamlar hâline gelmiştir.
Bu nedenle hem ailelere hem işletmelere hem de ilgili kurumlara önemli sorumluluklar düşmektedir.
Mülki amirliklerin (Kaymakamlık-valilik) açılış izinlerini verdiği bu yerleri, sıradanlaşan yıllık denetimler ile bu iş nereye kadar gidebilir?
Ailenin ve çocukların korunması ile konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirleri almak, filtreleme sistemini aktif ve güncel halde bulundurarak gibi sorumlulukları bulunan işletmecileri kimler, ne zaman, nasıl denetleyecek?
12 yaşından küçükler, ancak yanlarında veli veya vasileriyle girebilir,
15 yaşından küçükler saat 20.00’den sonra İnternet kafelere alınamazlar. İşyerlerinde tütün ve tütün mamulleri içilemez, içilmesine müsaade edilmez.
İşyerlerinde Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanununa aykırı hareket edilemez.
İşyerlerinde alkollü içecek satılması, bulundurulması veya sunulması yasaktır.
İşyerlerinde elektronik ve mekanik oyun alet ve makineleri (kumar) bulunamaz. İşyerlerindeki bilgisayarlarda uyuşturucu veya uyarıcı madde alışkanlığı, intihara yönlendirme, cinsel istismar, müstehcenlik, fuhuş, şiddet, kumar ve benzeri kötü alışkanlıkları teşvik eden ve 18 yaşından küçüklerin psikolojik ve fizyolojik gelişimine olumsuz etkisi olabilecek çevrimiçi ve çevrimdışı oyunlar oynatılamaz…
Gibi çok güzel düzenlemeler konulmuş ama kim ne kadar bu kurallara uyuyor?
İnternet kafeler artık çocuk ve gençlerin bilgi dağarcığını geliştirdiği yerler değil toplumda sorunlar oluşturacak yerler olmaya doğru gitmektedir.
Acil olarak buraların rehabilite edilmesi gerekmektedir.