İzm”ler

Anarsizm, satanizm, egzistansiyalizm, selamizm, hedonizm, rasyonalizm, erotizm, narsizm, surrealizm, makyavelizm,alkolizm,agnostisizm,masosizm,septisizm,komünizm, Marksizm, kapitalizm, feminizm, deizm, teizm, panteizm interpretivism, positivism, plagiarism, akademizm, smssizm gibi bütün felsefik akımlardan oluşmuş, bu zamanın en korkunç ve dehşet verici inkâr kavramıdır.,

“Deccalizm;

Deccalizm; şöyle bir göz atarak, konuşulacak geciştirilecek bir kavram değildir.

Özellikle Türkiye, deccalizmin etkisini çokça gösterdiği bir coğrafyadır. Suyun başı ve vana buradadır.

Deccal için bir hadiste onu sadece müminler tanır denmiştir.

Aynı zamanda onun fitnesi Hz. Adem'den beri gelen en büyük fitnedir.

İnsanlara ateşi su gibi, suyu ateş gibi gösterir.

Yani kötüyü iyi, iyiyi kötü gibi gösterir.

İnsanlara gerçeği göstermez, hile ve aldatmayla iş görür.

Şimdi bu sözler günümüzde nelerle eşleşiyor beyin fırtınası yapalım:

Müzik sektörü çıplaklık, dikkat çekmek için kadın bedenini pazarlıyorlar.

Para kazanıyor, insanları ahlaksızlaştırıyorlar,

Eğitim de gerçekler anlatılmıyor, Fen dersinde doğayı yaratıcıya bağlı olarak var olduğu anlatılmıyor.

Felsefe dersinde İslam diğer mitolojilerle aynı kefeye konuyor,

deccalizim porno sektörünü kurarak kullanıyor. Her yerde şeytanın sembolleri ve emelleri gösteriliyor.

Açın televizyonu, her dizide en az bir tane şeytani mesaj görürsünüz.

Deccalizm, dijital sistemdir.

Nedir bunlar multiverseler ve bunlara bağlı cipler ile gerçekleşecek bu cipler vücuda yerleştirilecek her türlü zevki bedeninizde bu cipler gerçekleşecek.

Tarihteki işgaller, çoğu zaman tanklar, silahlar ve ordular aracılığıyla gerçekleşti. Fakat bugün, çok daha sinsi, çok daha derin ve kapsamlı bir işgal biçimiyle karşı karşıyayız.

Pandemi ile start alan nüfus azaltma projeleri ile yetecek kadar köle bırakılacak.

Evlerimizi, cebimizi, zihinlerimizi, midelerimizi, yönetimimizi, Kanunlar ve politikalar aracılığıyla halkların köleliği, nesillerimizi, Bankalar ise toprakları ve maddi kaynakları

Aşı ve ilaçlar, kimi zaman şifa aracı gibi görünürken, ilaç ve aşılarıyla bedenimizi işgal ediyorlar.

Bankalar ise toprakları ve maddi kaynakları işgal ediyorlar.

Bu Deccalizmin görünmez işgalidir.

Sevgili gençler, ve karar vericiler!

Dünyamızı işgal eden karanlıkları tanımalıyız.

Bugün, görünmeyen bu işgale karşı koyabilmek için öncelikle nerelerde işgale uğradığımızı eksiksiz saptamalı, topluma zehir gibi zerk edilen bu alanları temizlemeliyiz.

Terör örgütlerinin piyonlarını kurumlardan temizlemek kadar hayatî bir adım atmış oluruz.

Ancak o zaman hem yaşarken, hem ölürken zamanın anlamını kavrayabiliriz.

Özümüzü silmeye kararlı deccalizmin zihin ve kalp işgalinden bir an evvel kurtulalım!

Unutmayalım; zihin ve kalbi özgür olmayanların, gerçek hürriyet ile buluşması mümkün değildir.

Unutulmamalıdır ki, insan ruhu özgürdür ve gerçekle buluştuğunda, en kalın zincirler bile eriyip gider.

İşte o zaman, gerçek özgürlük ve kurtuluş mümkün olur.