Cumhuriyet, sadece bir yönetim şekli değildir. O, köklü bir uyanışın, yüzyıllık bir azmin ve umutla yoğrulmuş bir geleceğin adıdır. 29 Ekim'e her ulaştığımızda, takvimler bir asrı devirse de, o ilk günün heyecanı ve ruhu, Anadolu'nun her köşesinde yeniden can bulur.
Bir Varoluş Mücadelesinin Özü
Cumhuriyet'in kuruluşu, bir bitişin değil, yepyeni bir başlangıcın mührüdür. Bir imparatorluğun külleri arasından, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!' narasının yankılanmasıdır. Bu nâra; ne bir padişahın lütfu, ne de bir yabancı gücün bahşettiği bir hak, bilakis milletin kendi iradesiyle, kanıyla ve azmiyle kazandığı en kutsal mertebedir.
Özgürlük: Artık kimseye boyun eğmemenin, kendi kaderini kendi eline almanın sembolüdür.
Eşitlik: Toplumun her ferdinin, cinsiyet, sınıf veya köken fark etmeksizin, aynı haklara sahip olmasının güvencesidir.
İlerleme: Çağdaş medeniyet yolunda durmaksızın yürüme, ilmi ve fenni rehber edinme kararlılığıdır.
Gençliğin Omuzlarındaki Emanet
Atatürk, Cumhuriyet'i kurarken, onu Türk gençliğine emanet etmiştir. Bu emanet, kuru bir sözden ibaret değildir. O, daima ileriye bakmayı, akıl ve bilimi rehber edinmeyi, vicdanı hür, fikri hür bireyler olmayı zorunlu kılan bir görev çağrısıdır.
Bugünün genci, geçmişin destanını bilirken, geleceğin teknolojisini, sanatını ve felsefesini inşa etme sorumluluğunu taşır. Cumhuriyet, durağan bir miras değil, sürekli yeşertilmesi gereken dinamik bir meşaledir.
Unutmayalım: Cumhuriyet, bize gökten indirilmiş bir dogma değil, feda edilen canların, çekilen çilelerin ve yüzyıllık özgürlük düşünün somutlaşmış halidir. Onu korumak, sadece sınırları değil, fikri hürriyeti ve demokratik kültürü de korumaktır.
Sonsuzluğa Uzanan Bir Yol
Her 29 Ekim, bir kutlamadan öte, kendimizle yüzleşme günüdür. 'Biz, bu büyük esere layık olabildik mi?' sorusunu sorma günüdür. Cevap, ne kadar çok çalışırsak, ne kadar çok üretirsek, ne kadar çok bir olursak o kadar güçlü olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı, sadece bu coğrafyanın değil, tüm mazlum milletlerin umut ışığıdır. Bu topraklarda yanan meşale, demokrasiye, adalete ve bağımsızlığa olan inancın sarsılmaz bir kanıtıdır.
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın Bağımsız Türkiye!