Modası geçmiş siyasi tartışmalar

Biz içerisinde bulunduğumuz yaş itibarı ile siyah beyaz televizyonu  görmüş, Özellikle de 12 Eylül 1980 ihtilali sonrası yapılacak seçim öncesi seçime katılmaya hak kazanmış tüm siyasi parti liderlerinin bir arada olduğu tartışma programlarını büyük bir keyif ile seyretmiş bir nesiliz.

O günleri hatırlayanlar mutlaka vardır.

Dönemin biraz meşhur bir televizyoncusu yada gazetecisi var olan siyasi partilerin genel başkanlarını ilgili televizyon kanalında daha önceden hazırlanan stüdyoda bir araya gelirlerdi.

Biz o tartışma programlarını yukarıda da belirttiğimiz gibi son derece keyifli bir şekilde takip ederdik.

Dünya görüşleri, savundukları fikirler birbirlerine tamamen ters olan liderlerin o tartışmalar sırasında seslerini bir kez bile olsun yükselttiklerine şahit olmadık.

Şimdiki ismi “moderatör” olan yönetici aklına gelen gelmeyen tüm soruları muhataplarına yöneltir cevapları alırdı.

Bu sohbet sırasında eğer orada bulunan bir siyasi partinin genel başkanına cevap hakkı düştüğü takdirde o parti lideri son derece nazik bir üslup ille cevabı verir, son derece seviyeli bir şekilde süren tartışma programı aynı nezaket içerisinde sonlanırdı.

Sonraları söz konusu tartışma programları olağanüstü bir değişime uğradı.

Bazı tartışma programlarında liderler birbirine hakaret etti.

Küfürler havada uçuştu.

Bir zaman sonrada söz konusu tartışma programlarına liderlerin yerine ilgili partinin milletvekilleri katılmaya başladı.

Özellikle 03 Kasım 2002 tarihinden sonra işler tamamen değişime uğradı.

Liderlerin yerine konuşan milletvekillerinin yerine özellikle iktidar yanlısı gazeteciler ve köşe yazıları fikir beyan etmeye başladılar.

Ardan biraz daha zaman geçti.

Birbirlerine karşı fikir beyan eden yani karşıt fikirlerin savunulduğu tartışma programlarının yerine sadece bir siyasi fikri bir dünya görüşünü savunan gazeteciler yada siyasetçiler çıkmaya başladı.

O andan itibaren de tartışma programları yerine tek taraflı fikirlerin konuşulduğu bir süreç başladı.

Siyasetçilerin bir anda karşıt iki gruba ayrılması beraberinde ister istemez önce seçmeni sonra da vatandaşı ikiye ayırdı.

Geldiğimiz noktada artık hiç kimse karşısındakini dinlemiyor.

Sempati duyduğu partinin sözcüleri akşam televizyonlarda ne söylüyorsa vatandaşta gün içerisinde aynı ifadeleri kullanmaya başladı.

Şu sıralar hiçbir işe yaramayan içi boş tartışmalar bizi aşırı şekilde yoruyor.

Dünya kurulalı beri vatandaşın temel ve tek beklentisi “Daha iyi bir yaşam”

Bunun dışında var olan tartışmaların hiç kimseye en ufak bir faydası dünde yoktu bugünde yok yarında olmayacak.

Modası geçmiş siyasi tartışmalardan kaçınıp “-Daha rahat bir hayat yaşayabilmek için oy verdiğim iktidara getirdiğim siyasi parti beklentilerimi yerine getirebiliyor mu?” sorusuna cevap bulabildiğimiz an kendimizi kurtarmış olacağız.

Gerisi laf-ı güzaf.

#amp-auto-ads