29 Ekim 2025 Çarşamba günü sabah saat 07.00’de yedi katı bina bir anda çöktü.
Bütün Türkiye’nin gözü önünde cereyan eden kurtarma çalışmaları maalesef başarısız oldu.
Çökme hadisesinin meydana geldiği andan itibaren yaklaşık 600 kişiden fazla bir kurtarma ordusu çöken yedi katlı binanın önünde çalışmaya başladı.
Binanın diğer katlarındaki sakinler bir gün öncesinden bir düğün cemiyetine katılabilmek için Gebze’den ayrılmışlar.
29 Ekim tarihi resmi tatil olduğu için binanın alt katındaki eczane kapalı.
Kapalı olmasa da normal şartlarda eczane muhtemelen 08.30 gibi kapıları açacağından çökmenin meydana geldiği saatte eğer nöbetçi eczane değilse zaten bir can kaybı olmayacaktı.
O gün çöken binada beş kişilik bir aile bulunuyordu.
Bir baba
Bir anne
12 yaşında
14 yaşında
18 yaşında
Üç çocuk.
Binadan dört cenaze çıktı
18 yaşındaki Dilara kızımız enkazdan canlı olarak kurtarıldı.
Geriye kalan dört kişi çökmenin olduğu anda mı hayatını kaybetti?
Yoksa ilerleyen saatlerde mi vefat ettiler?
En azından biz bilmiyoruz.
Yetkilerin tamamı her seferinde olduğu gibi yine “Gerekli tespitler yapıldıktan sonra kamuoyuna bilgi verecekler” şeklinde hiç değişmeyen açıklamayı yaptılar.
Ertesi gün yani 30 Ekim Perşembe
Gebze merkezdeki Mustafa paşa camisinin avlusunda dört cenaze kaldırılmayı bekliyor.
Cenazelerin ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazı sonrasında kaldırılacağı ilan ediliyor.
Muhtemelen siyasetçiler cenazeye yetişebilmek adına “İkindi namazından sonra” demiş olabilirler.
Cami avlusu tıklım tıklım.
Milletvekilleri
Belediye başkanları
Meclis üyeleri
Tam tekmil hazır.
Söz konusu siyasetçilerin danışmanları asıl siyasetçiler gelinceye kadar en ön safta yer tutmuş durumdalar.
Asıl siyasetçiler gelene kadar en ön saffa yer tutmak lazım.
Belediyelerin basın birimleri gerekli fotoğrafları çekmek için hazırda bekliyor.
Avluda hiçbir şeyden habersiz bu dünyaya veda eden dört cenaze var.
Namaz kılınıyor.
Dualar ediliyor.
Hayatını kaybeden anne baba ve iki çocuk toprağa verilmek için cenaze arabalarına konularak cami avlusundan çıkartılıyor, mezarlığa doğru yola çıkartılıyor.
Siyasetçiler başka bir cenazeye yada açılışa katılabilmek adına camiden ayrılıyor.
Cami avlusunda hayatını kaybedenlerin birkaç yakını dışında kalan yok.
Camiden çıkan vatandaşın aklında yüzlerce soru.
“Çöken yedi katlı binanın altında hayatını kaybeden dört vatandaşımızın sorumlusu kim?”
Muhatap kim?
Sorularına kim cevap verecek.?
Maalesef cevap : hiç kimse
Uzun zamandır meydana gelen böylesi can kayıplarında muhatap bulamıyoruz.
Giden babasının kesesinden gidiyor.
“Bina neden çöktü? sorusuna göreceksiniz mantıklı bir cevap verilemeyecek.
“Kader” diyeceğiz.
“Vadeleri bu kadarmış” diyeceğiz.
Sonra hepimiz yeni bir felaket ile karşı karşıya kalıncaya kadar gündelik işlerimize devam edeceğiz.
Ne diyor eskiler “Ölü senin değilse helvası tatlı gelir”
Yazık.
Gerçekten çok yazık.