Onbir hayat iki sayfa tutanak

Değerli dostlar insanoğlu her ne kadar iskelet sistemi ve onu kaplayan kas ve deri sistemleri ile ayaktaymış gibi görünse de asıl insanı ayakta tutan o kütleyi onurlu bir şekilde ayakta tutup insan içine çıkartan dünyadaki hırs, heves ve maddi çıkarlar uğruna heba edilmeyen Adalet, Hakkaniyet, Merhamet ve yaratılışla kendine bahşedilip diğer canlılardan onu farklı yapan izzeti nefis ve şeref duygusudur.

Bu yüzdendir ki kısacık ömrümüzde bu duyguları yaşarken muhafaza edip olaylara da bu duyguların ışığında bakıp yorumlamak en doğru olan her şeyden önce insani olan davranış şeklidir.

Şimdi yukarıdaki izah etmeye çalıştığım duygularla iki konuda sizlerin aklına ve vicdanına seslenmek istiyorum;

Geçen günlerde Kocaeli ilimizin Gebze ilçesinde 7 katlı bir binanın kendiliğinden yıkıldığı haberi ile sarsıldık.

Binanın o bölgede yapılan metro çalışmalarında patlatma yöntemi ile açılan tüneller nedeni ile yıkıldığı ve bina yıkılmadan önce aynı binanın altındaki bir eczane sahibinin binadaki derin çatlaklar ile gelen sesler ile ilgili müteahhit ve ilgili belediyeye müracaat ettiği ancak hiçbir tedbir alınmadığı ortaya çıktı.

Sonuç enkaz altında kalan 5 kişi ve bu beş kişiden canını kaybeden dört kişi ile yüreği olanların yürekleri yandı.

Peki sorumlular; İlçe Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, Metro kazısını yapan firmadan tek bir kişi hesap verdi mi?

Daha o acı unutulmadan yine Kocaeli de bu sefer Dilovası ilçesinde bir mahallenin tam orta yerine yapılan bir en yanıcı ve patlayıcı özellikte ürünleri yapan ve şişeleyen fabrika havaya uçtu yaşları daha 16’larda olan 7 kişi bağıra, bağıra yandılar.

Üstelik bu kişiler sigortasız çalıştırılmışlardı ve işin garibi bu fabrikanın bitişi İŞKUR MÜDÜRLÜĞÜ yani devlete yaslanmış binada devletin haberi olmadan sigortasız küçük yaşta işçiler çalışıyor ama devlet baba bilmiyor iyi mi?

Dahası da var bu yangında evi hasar gören bir tanıdığımdan aldığım bilgi daha bu fabrika yapılırken cimere şikâyet ettiğini bir gün sonra cimere yaptığı şikâyetin çıktısı masasında olan fabrika sahibi tarafından tehdit edildiğini anlatınca iyice şok oldum.

Cimere yapılan şikâyet gizli değil mi şikâyet edenin bilgileri şikâyet ettiğine kimler tarafından verildi?

Bu da yetmez gibi Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanın bu yanan fabrikanın önünde sahibi ile basına pozlar verdiği herkesin malumu da bu fabrika önünde pozlar verirken keşke bir ara da ruhsatı var mı diye sorsalarmış değil mi?

Ne oldu şimdi aynı büyükşehir sınırları içinde iki vahim olay hayatını kaybeden toplam 11 kişi ve hesap sorulanlar ile daha yeni atanan vali ve SGK'daki birkaç orta düzey yetkili.

Bu iki olayda yitip giden on bir can var ama ortada sadece bu hayatların sahiplerinin adlarının geçtiği iki sayfa tutanak o kadar.

Hani bu duruma kayıtsız kalan siyasi irade nerde?

İşte konu gelip gidip iktidar tarafından olmaya dayanıyor ve iktidar partisinin yıllardır yönettiği bu Büyükşehir ve ilçe Belediye Başkanlarına ne dokunan var ne tek kelam eden.

Keşke bu belediyeler CHP’li olsaydılar işte o zaman büyük bir zevkle 3.500 sayfa iddianame yazar iki bin küsur yıl hapisle yargılardık belli mi olur belki idamlarını bile isterdik ama maalesef çocuklar bizim çocuklar ya elden bir şey gelmiyor hem taziyeye de gitmiştik zaten bizim gazeteler ikide bir yazıp hatırlatmaz böylelikle unutulur gider.

Kızmayın daha önce unutulmadı mı 301 can tren kazasında ölen onlarca insan bunlar da unutulur, itina ile unutturulur….