Orman kanunları bile geçerli olsaydı bu kadar orman yanar mıydı sizce?

Üç yanı denizler ile çevrili Türkiye’nin özellikle denize yakın sahil kesimlerindeki ormanlarımız yaz başından bu yana yanıyor.

Orman alanları, yerleşim yerleri, orman köyleri bu yangınlar ile haritadan siliniyor.

Yüz yıllardır doğa ile iç içe yaşayan köylüler evlerini, kadim dostluklarını, hayvanlarını, geleceklerini kaybettiler.

Anadolu coğrafyası bu yangınlar ile yeşil alan dengesini yitirdi.

Bu yangınların sebepleri günlerce tartışılabilir. Görünen neredeyse tamamının birçok alandan birden başladığı ve bunun sabotajı desteklediği. Bunu yapanlar konusunda ise birçok iddia var.

Terör örgütü Pkk’nın şehir elemanlarının batı bölgelerine zarar vermek amacı ile bu yangınları çıkardığı, özellikle imar ve madencilik alanlarının yakıldığı ve bu alanları ele geçirme çabaları nedeniyle yerel kötü niyetlilerin olduğu konusunda iddialar söz konusu.

Terör örgütünün bazı kaynaklarından bu yangınları üstlendiğini duyunca, “Terörsüz Türkiye” görüşmelerinde Türk tarafını köşeye sıkıştırma maksatlı olduğunu bile söyleyenler var.

Bilerek ve isteyerek ülkenin yer üstü kaynağı, doğal yaşam, doğal sulak alanlarını yakmak ya da yok etmenin vatana ihanet ile eş anlamlı olduğunu kabul etmek gerekir.

Dünyanın medeni ülkelerinde bu eylemlerin cezası çok ağırdır.

Cinayet ile hiçbir farkı yoktur bu eylemin. Çünkü bir ormanı yakmak sadece ağaç örtüsünü yakmak değildir.

Orman yanmaya başladığında içerisinde doğal yaşam da yanar, hayvanlar yanar, flora ve fauna yanar, mikro iklim yanar, sulak alanlar zarar görür.

Bu yangının sonrasında çok uzun yılar süren mücadele ile yeniden orman yeşertseniz bile o ormanın içinde yeniden vahşi yaşam olmaz. Hayat bir kez örselenirse, o hayat eskisi gibi olmaz.

Bu yangınlar ister terör eylemi olsun, isterse rant eylemi sonuçta devletin ve doğal hayatı korumak ile görevli olan otoritenin çabası yangınları olabilecek en küçük alanlarda tutmak için gerekeni yapmaktır.

Son yıllarda yangın ile mücadelede gördüğümüz ise yangınların doğal sınıra kadar ulaşıp çoğunluğunun o sınırda doğal koşullar ile sönmesi şeklindedir.

Yani korumayı başaramadığımız ormanlardaki yangınları da söndürmeyi başaramıyoruz.

Yeterince uçağımız ve helikopterimiz yok.

Olanları kullananlar da yabancı uyruklu pilotlar, bu personelin yangın ile mücadele istekleri ve risk alma kabiliyetleri oldukça az, gece uçuşu yapamıyoruz, erken uyarı sistemini, yangını lokalize edecek uygulamaları başaramıyoruz, kış boyunca orman ıslahı ve bakım çalışmaları için gerekli çabayı sarf etmiyoruz.

Tüm bunlar yüzünden yangınları sadece karadan söndürmeye çalışıyor ve başaramıyoruz.

Hızla ormancılık ve orman koruma ile ilgili teknolojik eksiklikler tamamlanmalıdır. Proaktif bir mücadele stratejisi ve buna uygun ekipler kurulmalıdır. Orman komşularının bu korumada aktif önleyici güç olarak bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.

Bu yangınlar eğer terör eyleminin bir parçası ise bu eylemleri yapanlar yakalanmalı ve vatana ihanet suçu ile yargılanmalıdır.

Bunun için yasal altyapı hemen tamamlanmalıdır. Yanan sahaların hiçbir şekilde imara açılmasına izin verilmemelidir. Ulusal imkanlar ile Türk havacılığı hızla yangın uçağı ve helikopteri üretmelidir.

Yerel üretim sahaya çıkana kadar askeri imkanlar seferber edilmeli gerekli modifikasyonlar hızla yapılmalıdır.

Orman yangınları ile mücadelede bilim kurulunun fikirleri dinlenilmeli, orman polisi ve orman koruculuğu sistemine hızla geçilmelidir.

Birçok çözüm önerisi ve mücadele yöntemi vardır. Bulunabilir, üretilebilir, yok ise keşfedilebilir.

Önemli olan bu konuda irade gösterilmesidir.

Doğal hayatın ve ormanların korunması ulusal ve uluslararası bir sorumluluktur. İklim yasası, zeytinlikler kanunu gibi ülke zararına kanunlar için enerjimizi harcamak yerine, doğal hayatı korumak için mücadele şarttır.

Bu mücadelenin yanında olanları da küçük rant ya da terör için bu topraklara zarar vereni de Türk Milleti görür.

Tarihe not düşmek için son söz, ekonomik bozukluğun bile yıkamadığı iktidarı geleceğini olmayacağını gören milletler yıkar.

Bu nedenle hükümet ivedilikle gereğini yapmalıdır.

#amp-auto-ads