Paşa'ya selam

(5 yıl önceki bir yazıma bu resmi koydum).

İnsan bazen bir fotoğrafa bakar ve fotoğrafın ötesini görür.

Yüzlerdeki ifadeyi, gözlerdeki derinliği, kalpteki sesi duyar.

Benim için Gazi Mustafa Kemal Atatürk, işte tam böyle bir bakışın sahibidir.

Bir milletin küllerinden yeniden doğuşunu, büyük bir medeniyetin yeniden kıvılcım alışını, aklın, bilimin ve hürriyetin bu topraklara yeniden nefes oluşunu anlatır o bakış.

Bizler, yıllar yılı onun açtığı yoldan yürüdük.

Bu yol bazen taşlıydı, bazen sarp, bazen de yalnız…

Ama asla başı eğik bir yol olmadı.

Biz hür yaşamanın kıymetini ondan öğrendik.

Vatanın her karışında alın teri ve şehit kanı olduğunu ondan öğrendik.

Millete güvenmenin, milleti yüceltmenin, millet adına çalışmanın şeref olduğunu ondan öğrendik.

Bugün Türkiye üzerinde türlü hesaplar kuruluyor.

Sınırlarımızda, ekonomimizde, kültürümüzde, değerlerimiz üzerinde ince ince örülmüş oyunlar var.

Dışarıda farklı güçlerin, içeride fitnecilerin, milletin birliğini aşındırmak isteyenlerin çabası eksik olmuyor.

Kimi kardeşi kardeşe düşürmek istiyor, kimi umudu kırmak, kimi geleceği gölgelemek istiyor.

Ama unuttukları bir şey var:

Bu millet bir kere dirildi. Bir daha diz çökmez.

Bizim hafızamızda, Sarıkamış var,

Malazgirt var.

Bizim yüreğimizde Çanakkale var.

Bizim ruhumuzda Sakarya ve Dumlupınar var.

Ve bizim yolumuzun tepesinde Atatürk’ün sözü bir bayrak gibi dalgalanır:

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”

Bugün belki yoruluyoruz.

Bazı günler karanlık ağır geliyor.

Ama biz vazgeçmeyiz.

Biz yılmayız.

Biz emanetten dönmeyiz.

Çünkü bu vatan bize miras değil, emanettir.

Miras tüketilir, emanet korunur, gözetilir, uğrunda ter dökülür.

Ben de bu fotoğrafa bakarken Paşa’ya sessizce şunu söylüyorum:

“Paşam, senin bize bıraktığın ülkeye gözümüz gibi bakıyoruz.

Senin idealin bizim yolumuzdur.

Senin mücadelen bizim vicdanımızdadır.

Rahat uyu.”

Ve onun içimizdeki sesini duyar gibi olurum:

“Milletine güven.

Güvenen yürür.

Yürüyen varır.”

Bu hafta sonu gönlümüzdeki his budur:

Bir millet, büyük bir önderden aldığı ışığı söndürmeden yürümeye devam ediyor.

Bu topraklar bizimdir.

Bu gök bizimdir.

Bu hürriyet bizimdir.

Ve biz, emanetin nöbetindeyiz.

İyi Hafta sonları...